Deneyimlerime göre, işi bitirmen için gerekenlerin hepsi doğru plan, doğru insanlar. | Open Subtitles | في تجربتي الخاصة, كل ماتحتاجه لتنجز شيئا هو خطة صحيحة وأناس جيدون |
Fakat hareketsiz oturma benim için Deneyimlerime göz gezdirmemin, gelecek ve geçmişten anlam çıkarmanın tek yoluydu. | TED | لكنها كانت الطريقة الوحيدة التي وجدتها كي أستطيع التدقيق من خلال شريط أحداث تجربتي وإيجاد معنى لمستقبلي وماضي. |
Bunu, şuradaki yazarların gözlemlerine ve kendi tecrübelerime dayanarak söylüyorum. | Open Subtitles | لقد تحققت من ملاحظات هؤلاء المؤلفين عن طريق تجربتي الخاصة. |
Şunu söylemeliyim ki STK dünyasındaki tecrübelerime göre bu her zaman böyle olmuyor. | TED | عليّ أن أخبركم أن الأمر ليس على هذا النحو دائمًا من خلال تجربتي في عالم المنظمات غير الحكومية. |
Artı, küçük tedavisel deneyimim için 611 milyon dolar harcadım. | Open Subtitles | إضافة إلي , 611 مليون دولار لأجل تجربتي العلاجية الصغيرة |
Bak, Tecrübeme göre, birisi böyle büyük bir saplantıya düşmez tabi ilişkinin geçici olmadığını düşünmeye itildiyse. | Open Subtitles | أنظر من تجربتي الشخص لايتطور في هذه الأمور المعقدة على الأقل بأنها تعتقد بأن علاقتكم أكثر من أن تكون عادية |
tecrübelerim bana bu işin baştan sona yanlışlarla dolu olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | تجربتي تُخبرني أنّ هناك أمر خاطئ تماماً مع هذا الوضع برمته. |
Pırıltılı çağrı cihazım bile umrumda değil, çünkü klinik deneyim bugün başlıyor. | Open Subtitles | لا يمكنني التفكير حتى بجهاز الاستدعاء اللامع لأن تجربتي الطبية ستبدأ اليوم |
Kendi Deneyimlerime göre, lojistik ve teknoloji bu evde sağlık çözümlerinin işe yaramasını sağlıyor. | TED | ومن تجربتي الخاصة، أرى أن الخدمات اللوجستية والتكنولوجيا تجعل حلول الرعاية الصحية المنزلية تعمل. |
Bu, daha ziyade, kendi sahtekârlık sendromu Deneyimlerime ve onları kontrol etmeyi öğrenmeyi ve iyilik için bir tür güce dönüştürmeyi nasıl denediğime dair bir iç gözlem. | TED | إنها بالأحرى استنباط وتأمل في تجربتي مع متلازمة الاحتيال، وكيف حاولتُ لأتعلم تسخيرها وتحويلها لدافع أو قوة نحو الخير. |
Oryantal erotizm, Deneyimlerime dayanarak söylüyorum dedikleri gibi bir şey değil. | Open Subtitles | الشبق الشرقيّ، بناء على تجربتي الصغيرة, لا شيء مقارنة بما كانوا يقولونه عنها. |
benim tecrübelerime göre, acil bir durumda sakatlık çok işe yarayabilir. | Open Subtitles | هو كان تجربتي تلك، في طوارئ، قرمة يمكن أن تقف في طريق. |
tecrübelerime dayanırsak, kadınlar erkeklerin süslerinden ziyade ruhlarıyla daha çok ilgilidirler. | Open Subtitles | من خلال تجربتي يا سيدي فالنساء تهتم اكثر بروح الرجل عن ماله |
Ve evet, tecrübelerime dayanarak konuşuyorum. Hey. Kararı ben vermediğim için mutluyum ama, eğer Maia geleceği görüyorsa, bunu bilmen gerekir. | Open Subtitles | و نعم , أتحدث عن تجربتي الخاصة أنا سعيد بأن القرار لا يعود لي |
Annemin Kuzey Kutbu'na olan tutkusu Grönland'daki deneyimim sırasında beni bırakmadı ve tabiatın gücünü ve kırılganlığını hissettim. | TED | تردد صدى شغف أمي بالقطب الجنوبي عبر تجربتي في جرينلاند. و أحسست بقوةِ و ضعفِ الطبيعة. |
Kendi Tecrübeme göre sosyal açıdan iyiydi, ama bir şekilde bitirdim işte... | Open Subtitles | كانت لطيفة إجتماعياً بناء على تجربتي الخاصة ولكني سايرت الأمر |
Köleliğe dair yaşadığım geçmiş tecrübelerim bana o kurumun dehşetini öğretti. | Open Subtitles | ثق بي، تجربتي مع العبيد علّمتني الرعب الذي يسببه هؤلاء الأسياد |
deneyim birçok yerde yayınlandı ancak artık yeni fizik işaretlerine rastlayamadığımız için istemesek de sonlandırmalıydık. | TED | تم نشر تجربتي ورقة ورقة حيث توجب علينا الإنتهاء بأسف إلى أننا لم نرى أي إشارات على وجود فيزياء جديدة. |
benim tecrübem DOKTOR, takımın kurtulan üyelerinin hepsinin göreve dönmesi... | Open Subtitles | من تجربتي دكتور، الأفضل لكل أعضاء الفريق الناجي أن |
Şimdi biraz da kendi tecrübelerimden bahsedeceğim. | TED | سأنتقل الآن الى التحدث قليلاً عن تجربتي الخاصة. |
benim gezginlik Deneyimlerim de hep bunu onayladı. | TED | هذا بالتأكيد ما كانت عليه تجربتي كرحالة. |
deneyimimi ve vücudumu bunu anlatmak için kullanabilirdim ve | TED | وأدركت أني أستطيع استخدام تجربتي وجسدي، لأروي قصة. |
Ancak Mallory'nin evden çıkıp bu büyük maceralara katılmanın neşeli ve eğlenceli olduğu tezi benim kendi tecrübelerimle çok da iyi uyuşmuyor. | TED | نقاش مولاري حول الخروج من المنزل ، والشروع في هذه المغامرات العظيمة هو مبهج وممتع، عمومًا، هذا لا ينسجم مع تجربتي أنا. |
benim ilk seferim beklenmedik bir şekilde oldu tamam mı? | Open Subtitles | تجربتي الأولى كانت غير متوقعة اطلاقاً ، حسناً ؟ |
Senin küçük göğüslerin. benim etnik yemekleri denemem. | Open Subtitles | مثلك أنت بخصوص أثدائك الصغيرة أو مثلي أنا مع تجربتي للطعام العرقي. |
Bu benim başıma geldiğinde, Babamla geçirdiğim güçlü bir deneyimi hatırlıyorum. | TED | عندما يحدث ذلك لي، أتذكر تجربتي القوية التي عشتها مع والدي. |
Benzer şekilde, bir aslanı veya bifteği tanımladığım deneyimimde, gerçeklikle etkileşiyorum, fakat bu gerçeklik ne bir aslan ne de bir biftek. | TED | كذلك عندما اصف تجربتي لأسد أو شريحة لحم فأنا اتفاعل مع الواقع ولكن هذا ليس فعلا اسدا او شريحة لحم |