O bilmediğin şeyin toplam ağırlığı muazzam. | Open Subtitles | الحمولة المطلقة لما تجهله من المحتمل أنها مدهشة |
NA: Bir atasözü der ki: "bilmediğin şeyden korkarsın, ve korktuğun şeyden nefret edersin." | TED | نادية السقاف : هناك قول مأثور يقول " أنت تخاف ما تجهله .. وانت تكره ما تخافه " |
Çünkü ilk defa bilmediğin bir şey var. | Open Subtitles | لأنه وللمرة الأولى هناك شيئًا تجهله |
Bob, benim hakkımda bilmediğin şey, benim 24/7 olmamdır. | Open Subtitles | (بوب)، ما تجهله عني هو أني في الخدمة على مدار الساعة |
bilmediğin çok fazla şey var. | Open Subtitles | أنت حتّى لا تعلمُ ما تجهله. |
bilmediğin çok fazla şey var. | Open Subtitles | أنتَ حتّى لا تعلمُ ما تجهله. |
Hakkında hiçbir şey bilmediğin daha çok şey var. | Open Subtitles | هنالك الكثير مما تجهله تماماً |
Otuz bin için hiç bilmediğin bir yerde bilmediğin birini tedavi edeceksin. | Open Subtitles | ستذهب لمكان تجهله لمعالجة شخص تجهله... |
Bilmediğini bile bilmediğin bir şey. | Open Subtitles | شيء تجهله فأنت بالفعل تجهله |
Çünkü Tandy amcan senin bilmediğin bazı şeyleri biliyor. | Open Subtitles | لأن العم (تاندي) يعلم أمرًا أنت تجهله. |
Çünkü Tandy amcan senin bilmediğin bazı şeyleri biliyor. | Open Subtitles | لأن العم (تاندي) يعلم أمرًا أنت تجهله. |
Dash, bu bildiğin ya da bilmediğin bir şeydir. | Open Subtitles | (داش) هذا الأمر إما تعرفه أو تجهله |
Çünkü Tandy amcan senin bilmediğin bazı şeyleri biliyor. | Open Subtitles | لأن العم (تاندي) يعلم أمرًا أنت تجهله. |
Senin bilmediğin şey Thea bayılana kadar benim de bilmediğim şey eğer borçlu olduğu hayatlar başkalarından gelmezse konukçunun hayatından ödenmek zorunda. | Open Subtitles | -ما تجهله أنت هو ... إنّي لمّا سمعت أن (ثيا) انهارت فأدركت أن طالما حياتها لا تنبع من سلب حيوات الآخرين |