Pekâlâ, bir doktor olabilir ama mavili kadın ölüyor ve ev sahibesi orada, hiç endişeli değil. | Open Subtitles | حسناً ، ربما كان طبيباً ، لكن المرأة التي ترتدي اللون الأزرق تحتضر و المضيفة جالسة في حالة من الهدوء التام |
Kate ölüyor ve herkes bunu biliyor. | Open Subtitles | ْ(كيت) تحتضر و الجميع يعلم ذلك |
Diyelim ki sana kamyon çarptı, kenarda yatmış ölüyorsun son bir şarkılık zamanın kaldı. | Open Subtitles | إن صدمتك شاحنة و كنت راقداً ممسكاً بهذه الآلة تحتضر و كان أمامك وقت لتغني أغنية واحدة |
Olay şu ki ölüyorsun ve şu an tek umudun biziz. | Open Subtitles | إليك الأمر. أنتَ تحتضر و حاليّاً نحن أملك الأفضل. |
ölüyorsun ama durup üstünü mü değiştirdin? | Open Subtitles | أنت تحتضر و توقفت لتغير ملابسك ؟ |
Sen bir makinesin ve ölüyorsun ve geçen her saniye kontrolü daha da kaybediyorsun. | Open Subtitles | أنتَ ماكنة تحتضر... و تفقدون السيطرة في كلّ ثانية تمر |