Bir otobüsün altına falan atmadığını düşünürsen. | Open Subtitles | إذا وضعنا في الإعتبار عدم رميهم تحت الحافلة أو ما شابه ذلك |
Beni de kendinle beraber otobüsün altına atmak zorundaydın, değil mi? | Open Subtitles | توجب عليك إلقائي تحت الحافلة معك ، أليس كذلك ؟ |
Aynı zamanda karını Mad Dash oyununda bir otobüsün altına atmadığından da emin olmak istiyorlar. | Open Subtitles | يريدون أن يتأكدوا أنك لم تلقي زوجتك تحت الحافلة في حالة غضب عارمة |
Hepiniz daha fazla prim almak için gerekse beni otobüsün altına itersiniz. | Open Subtitles | أي أحد منكم سيرميني تحت الحافلة من أجل مكافأة أكبر |
Otobüsün altında biri var! İntihar etmeye çalışıyor! | Open Subtitles | توقف شخص ما تحت الحافلة إنه يحاول الإنتحار |
Sonra sen bizi otobüsün altına itiverdin. Kraldık biz, seni orospu çocuğu. | Open Subtitles | ثم ألقيت بنا تحت الحافلة - كنا نعيش ملوكاً أيها اللعين - |
otobüsün altına bak istersen. | Open Subtitles | يمكنك الاختيار تحت الحافلة إذا كنت تريد. |
Siz ikiniz genç bir kızı otobüsün altına ittiniz. | Open Subtitles | كلاكما ألقى امرأة بريئة شابة تحت الحافلة, |
Ben görevi tamamlamak için annemi otobüsün hatta 4 otobüsün altına atardım. | Open Subtitles | إنني أقوم برمي أمي تحت الحافلة لا بل تحت أربع حافلات لإكمال المهمة |
Kelimenin tam anlamıyla beni otobüsün altına attığın için sana sinirlenmiştim. | Open Subtitles | كنت مجنونا في لكم لحرفيا رمي لي تحت الحافلة. |
- Seni kurtarmak için beni otobüsün altına iten senin avukatın değil miydi? | Open Subtitles | - وهذا كان المحامي الخاص بك الذهاب لرمي لي تحت الحافلة لانقاذ لكم؟ |
Arash telefonda orgazm olurken bir yaban domuzuna çarptı ve onu otobüsün altına sıkıştırdı. | Open Subtitles | صدم أراش خنزيرا بريا خلال نزوته الهاتفية -و علق تحت الحافلة -لقد قتلته |
Sonra sen bizi otobüsün altına itiverdin. Böylece kral olacaktın, seni orospu çocuğu. | Open Subtitles | ثم ألقيت بنا تحت الحافلة - كنا نعيش ملوكاً أيها اللعين - |
Seni bataklığa çekmek için Gaffney'yi otobüsün altına atmaya değer. | Open Subtitles | تستحق أن يرمى بجافني تحت الحافلة |
Belki de onu bir otobüsün altına atmalıyım, gerçekten. | Open Subtitles | ربما يجب علينا أن نرميها تحت الحافلة |
Beni asla otobüsün altına atmazsın. | Open Subtitles | لا انت لا ترمي ابدا بي تحت الحافلة |
Bana, beni otobüsün altına kocamın atmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | ستقول لك أن ترمي زوجك تحت الحافلة |
Seni otobüsün altına oturtmayı tercih ederim. | Open Subtitles | أتمنى لو وضعتك تحت الحافلة |
Otobüsün altında biri var! | Open Subtitles | إنتظر ! شخص ما تحت الحافلة |
Beni satıp ezmesine sonra da üzerimden geçip öylece gitmesine izin veremem. | Open Subtitles | لا أستطيع تركها ترميني تحت الحافلة وتدوسني، ثمّ ترجع بضع مرّات ثم تفرّ |