Burada fena yanmış bir kart var. Kimlik tespiti yapılamıyor. | Open Subtitles | لديّ حبل قصير محترق بشدة هنا، لا يمكنني تحديد الهوية. |
- lordum, fikrim yoktu. - Kimlik yanlışlığından ibaret. | Open Subtitles | سيدى ، لم يكن عندى فكرة اخطأت فى تحديد الهوية |
Kimlik tespiti, ayarlamalar gibi yapılacak işler var. | Open Subtitles | هناك مسألة تحديد الهوية و هناك بعض الترتيبات |
- Teşhis odasının dışındayken çok gergin ve endişeliydin. | Open Subtitles | كنت مليئاَ بالتوتر والنرفزة خارج غرفة تحديد الهوية |
Yanlış bir Teşhis veya yazı işleriyle ilgili bir hata. | Open Subtitles | كعدم القدرة على تحديد الهوية أو أخطاء كتابية |
KYLE REESE TANIMLANDI | Open Subtitles | (كايل ريس) تم تحديد الهوية |
Kimlik görebilir miyim Iütfen? | Open Subtitles | هل أستطيع أن أرى بعض تحديد الهوية ، من فضلك؟ |
Sana adamın fotoğrafını gönderdim. Tek isteğim bir Kimlik tespiti yapman. | Open Subtitles | لقد أرسلت لكِ صورةً للرجل الذي قام بذلك وكل ما أريده منكِ هو تحديد الهوية |
Vasküler Kimlik taraması yap. Bakalım eşleşecek mi? | Open Subtitles | اجري فحص تحديد الهوية عبر الوعاء الدموي لنرى لو تطابق |
Biliyorsun, testislerden ortaya çıkan bütün bu Kimlik bulgusunun yüzdeki yenilenmelerin önüne geçtiğini söylemeliyim. | Open Subtitles | عليّ أن أقول، أنّ تحديد الهوية بواسطة خصية بالتأكيد يتفوّق على إعادة تشكيل الوجه |
Elindeki bir diplomatik bilet ve Pasifik Eyaletleri'ndeki herhangi bir uçağa Kimlik tespiti yapılmadan binebilmeni sağlıyor. | Open Subtitles | هذه تذكرة دبلوماسيّة وتمكنك من أخذ أي رحلة في دول المحيط الهادئ بدون تحديد الهوية |
Aslında bir ilişkiden çok bir Kimlik yanılgısı vakasıydı. | Open Subtitles | كما كانت خطأ في تحديد الهوية.. |
Hayır, Bay White Kimlik öğrenmenin sıfır öncelikte olduğunu söyledi. | Open Subtitles | كلا، السيد (أبيض) أخبرنا أنْ نعتبر تحديد الهوية كأولوية صفر |
Umarım "belge tabanlı Kimlik saptama" kullanıyorlardır. | Open Subtitles | حسناً، آمل أن يكون لديهم ما يعرف بـ "عملية تحديد الهوية على الوثائق". |
Samimi bir yanlış Kimlik tespit durumuydu. | Open Subtitles | لقد كان خطا بسيط في تحديد الهوية |
Kimlik, lütfen. Huh? | Open Subtitles | أوراق تحديد الهوية من فضلك |
Craig'in okulu öğrenciler için Kimlik programına destek veriyor. | Open Subtitles | مدرسة (كريغ) ترعى برنامج تحديد الهوية للطلاب |
Ancak senin kimliğini Teşhis edebileceğini umuyoruz. | Open Subtitles | لكن نأمل أن تكون قادراً على تحديد الهوية. |
Ama burada kesin bir nokta var: Onlar bilgileri kurula sunduklarında isim, etnik köken, mahalle, ırkı gibi tüm Teşhis edilebilir bilgiyi siliyorlar. | TED | لكن هنا يظهر الفرق: عندما يُعرض ما وُجد على اللجنة، تُحذف الأسماء والأصل العرقي والحي والعرق، وكل المعلومات التي يمكنها تحديد الهوية. |
Teşhis odasına doğru beni takip edin, lütfen. | Open Subtitles | رجاءً , أتبعينى إلى غرفة تحديد الهوية |
MARCUS WRIGHT TANIMLANDI | Open Subtitles | (ماركوس رايت) تم تحديد الهوية |