Ancak Japon filosunun yerini tespit etmek üzere geri çekildiler. | Open Subtitles | لكن مازال عليهم تحديد موقع الأسطول اليابانى الذى ضاقت به السبل فى تلك اللحظة |
Uyduya bağlanana kadar Nyah'ın yerini tespit edemem. | Open Subtitles | لن يمكن تحديد موقع نيا إلى أن نتمكن من الإتصال بالقمر الصناعي |
Biz satışın gerçekleşeceği yeri tespit etmeye çalışacağız. | Open Subtitles | سنعمل على تحديد موقع عملية الشراء. تلقيتُ هذا. |
- Felicity bilgisayarın yerini bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | فيليسيتي تعمل على تحديد موقع الكمبيوتر المحمول. |
Kalan 3 başlığın yerini saptamaya çalışıyoruz, efendim. | Open Subtitles | ما نزال نحاول تحديد موقع الثلاث رؤوس الحربية يا سيّدي |
Devlet Birimleri kesin olarak yerini belirlemeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | وزارة الخارجية تعمل على تحديد موقع محدد له |
Bu Kryptonluların yerini bulmak onları yok etmekten daha zor. | Open Subtitles | كلما طال أمد تحديد موقع هؤلاء الكريبتونيين، كلّما انسجموا بالمجتمع واختفوا به. |
Onun sayesinde, senin vericinin yerini tespit edebilir sana biraz anestetik verir ufak bir ameliyat yaparım ve kurtulursun. | Open Subtitles | عن طريقة , أستطيع تحديد موقع أداة الملاحقة ثم أعطيك مُخدر , أعمل شق بسيط ثم ننتهي |
İyi sayılmaz, 5 silahlı kişiden sadece 4'ünün yerini tespit edebildim. | Open Subtitles | ليست جيدة ، كما أننى لا يمكننى سوى تحديد موقع أربعة من الخمسة المسلحين |
Pekala, tamam, bakalım minibüsün yerini tespit edebilecek miyiz. | Open Subtitles | حسناً ، سنرى إذا يمكننا تحديد موقع الشاحنة. |
Ve alman birinin yerini tespit etmeye çalıştığını biliyorum. - Alman biri mi? | Open Subtitles | وأنا أعلم عن حقيقة بأنه يحاول تحديد موقع شخص ألماني. |
Verinin yerini tespit edebilirim ama çıkarmak için kulplarını kullanmalısın. | Open Subtitles | يمكنني تحديد موقع الشريط، ولكنك ستحتاج إلى المقابض لإستخراجه. |
Dört gün sonra bonoboların yeri tespit edildi ama hareket halindeydiler. | Open Subtitles | بعد اربعة أيام تم تحديد موقع البونوبو لكنها تتحرّك |
Şüphelinin yeri tespit edildi. | Open Subtitles | تم تحديد موقع المشتبه به |
Hala eski kocanın yerini bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}.لا زلتُ أحاول تحديد موقع طليقك |
Kevin Wade adında birinin yerini saptamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أعمل مع إدارة السجون في (ليتل روك) أحاول تحديد موقع فرد باسم (كيفن وايد) |
McGee ve birkaç kontağımın yardımıyla onun yerini belirlemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لقد كنت أحاول تحديد موقع بودنار بمساعده ماكجى و معارف سابقين |
Dur tahmin edeyim, yanık tavuk gibi kokan ölü bir kız mı? Aslında onun tam yerini bulmak için didinip durdum, oldukça yaklaştığımı düşündüğüm içinde seni buraya çağırdım.. | Open Subtitles | اسمح لي اخمن ، مجموعة من الموتى ذوي رائحة متواصلة لدجاجة مشوية ؟ كنت أحاول تحديد موقع وأنا أقترب |
Ambulansta GPS var. | Open Subtitles | هذه السيارة لها خدمة تحديد موقع |
Dün sabah, sonunda Sara'nın teyzesini ve amcasını Meksika'da bulmayı başardık. | Open Subtitles | ،صباح أمس استطعنا أخيراً (تحديد موقع خال وخالة (سارة) في (المكسيك |
- Tamam. - Jack sana ulaşmaya çalışıyor. | Open Subtitles | يمكنك ترك مبلغ من الرسائل , جاك يحاول تحديد موقع لك. |
Yoldalar. Vietnamlılar'ın yarım kilometre ötedeki köyde olduğu belirlendi. | Open Subtitles | تم تحديد موقع المقاتلين الفيتناميين فى قريه على بعد نصف كيلو متر من هنا |
Şu ana kadar CeCe'nin ya da polis arabasının yerini belirleyemedik. | Open Subtitles | إلى الآن لم نتمكن من تحديد موقع سيسي) أو سيارة الشرطة) |
Delfino'nun arabası hiçbirinde gözükmüyor. | Open Subtitles | نحن لا يمكن تحديد موقع سيارة دلفينو في أي منها. |
Hedef saptandı. | Open Subtitles | تم تحديد موقع الهدف الرئيسي |
Ufak bir ısı haritası yapıp adamın yerini saptayacak mıyım diye bakacağım. | Open Subtitles | أضع خريطة حرارية لأرى إن كنت أستطيع تحديد موقع هذا الرجل. |