Yalnız çok yağ ve benzin yakıyor. | Open Subtitles | إنها تحرق من الزيت مثلما تحرق من الوقود ، إنها لك |
Karbonhidrat yakar. Vücuttaki tüm karbonhidratı yakıyor. | Open Subtitles | إنها تحرق الكاربوهيدرات إنها تحرق كل الكاربوهيدرات. |
Proserpexa, derinlerden gelen arındırıcı alevler acı çeken ruhları yakıp kül etsin ve tatlı ölümü getirsin. | Open Subtitles | بروسيربكسا اسمحي للحرائق من الأعماق بأن تحرق الأرواح المتألمة واحضري الموت الجميل |
Polenleri yakmak için kullanılan aletler, silah olarak kullanılabilir. | Open Subtitles | الأدوات اللتي تحرق الأبواغ ممكن أن تستعمل كسلاح أيضا |
Hala Yanıyor ama en azından iyi duyabiliyorum. | Open Subtitles | لا زالت تحرق قليلاً، لكن على الأقل أستطيع السماع |
İyi de bir erkeğin aletini ateşe vererek onu konuşturamazsın. | Open Subtitles | نعم، لكن لا يمكنك أن تحرق رجلا وتتوقع منه الكلام |
Hala sigorta almak için bir yerleri mi yakıyorsun? | Open Subtitles | هل ما زلت تحرق الأشياء من أجل الحصول على التأمين؟ |
Bu Moo shu pork, onikiparmak bağırsağımı boydan boya yakıyor. | Open Subtitles | تلك الوجبة تحرق فتحة لها خلال الأثني عشر |
Ateş, o yumuşak tenini yakıyor. Lanet olsun sana kadın. Acıya bağışıklığın mı var? | Open Subtitles | النار تحرق جلدك الجميل الناعم اللعنة عليك يا امرأة ألا تتألمين؟ |
Koca motorlarımız saatte tonlarca benzin yakıyor. Gökyüzü ve okyanusu kirletecek bütün maddeleri yayıyoruz. | Open Subtitles | محركاتنا العملاقة تحرق أطنان الزيت كل ساعة |
- Kapat çeneni piç. yakıyor, dilim yandı. | Open Subtitles | اصمت، إنها تحرق لهذا السبب، إنها تحرق لساني |
Bu ikisi sonunda düşüp öldüklerinde burayı yakıp yerle bir etmeni istiyorum, Baba. | Open Subtitles | متى سوف يموتان هذان الاثنين أنا أريد أن تحرق هذا المكان كليا, يا أبى |
Öyleyse, ahlaki olarak o kadının kıyafetini yakmak zorunda mıyım? | Open Subtitles | هل يعنى هذا أنه يجب على أدبيا أن أقول لتلك السيدة أن تحرق ثيابها هذه أوه , ياألهى إنها السيدة نوربورى |
Barney'nin vücuduna sürdüğü yeşil boya, zehir etkisi gösterdi. Yanıyor. Yüzüm Yanıyor. | Open Subtitles | من الدهان الأخضر على جسمه إنها تحرق وجهي يحترق لذا فكرت أن آخذ دراجتي |
Kendini ateşe verebilirsin, biz de kestane kavururuz. | Open Subtitles | أو يمكنك أت تحرق نفسك و سنجلب حلوى الخطمي و السجق |
Annem bunu yakar mı sence? | Open Subtitles | هل تعتقد بأن أمي سوف تحرق ذلك ؟ سوف تحرقه ، أليس كذلك ؟ |
Chris bak oğlum seni seviyorum, ama gömleği yakıyorsun. | Open Subtitles | كريس انظر، ياولدي أحبّك لكنّك تحرق قميصي |
Yakıldığınızda, Hiç bir şeyiniz kalmaz. | Open Subtitles | عندما تحرق لن يكون عندك شيء |
Çünkü kızlarımdan biri biz içindeyken neredeyse evi yaktı. | Open Subtitles | لأن أحـد فتيـاتي كـادت تحرق المنزل بينمـا كنّـا فيـه |
Sesini değiştirdin, minibüsü yaktın tanığı öldürdün, kulübeyi temizledin. | Open Subtitles | تُخفى صوتك , تحرق السياؤة تقتل الشاهد تخترق الكابينة |
İlk karını da yakman gerekirdi. | Open Subtitles | كان ينبغي بك أن تحرق جثة زوجتك الأولى أيضاً |
R2, lütfen dikkatli ol! Devrelerimi yakacaksın! | Open Subtitles | آر2 احترس أرجوك أنت تحرق دوائري الكهربائية |
Ve komur yakan endustriyel firinlar oraya gidiyor hidroelektrik güç icin, neredeyse her hafta. | TED | وبالاضافة للأفران التي تحرق الفحم هناك بغية الحصول على الطافة الهيدروليكية وبشكل اسبوعي |
Donmuş bir an, projektörün yakıcı ısısı önünde duran bir film karesi gibi yanar. | Open Subtitles | لحظة توقف قد تحرق كإطار فيلم يلقى في فرن جهاز العرض |