Beyaz Saray çalışanları içerisinde acil bir iç soruşturma başlatacağım. | Open Subtitles | سأبدأ تحقيق داخلي فوري مع موظفي البيت الأبيض |
Adalet bakanı çok sinirli, bu yüzden iç soruşturma olacaktır. | Open Subtitles | وزير العدل غاضب لذلك سيكون هناك تحقيق داخلي. |
Kapsamlı bir iç soruşturma yönetiyoruz, efendim ve olayla ilgili her kişiyle görüşüyoruz. | Open Subtitles | حسناً يا سيدي نحن نجري تحقيق داخلي شامل أجراء مقابلة مع جميع الأطراف التي لها صلة بذلك |
Howard'ın basın toplantısından sonra başlatılan bir iç soruşturmanın sonuçlarını aldım. | Open Subtitles | أنا فقط حصلت على نتائج إجراء تحقيق داخلي نشرت بعد مؤتمرهوارد الصحفي |
Bay Dalton şu an bir iç soruşturmanın şüphelisi. | Open Subtitles | إن السيد (دالتون) يعد جزءًا من تحقيق داخلي |
Şu an yapmamız gerektiği gibi, dahili bir soruşturma yürütmüşüz... izlenimi verir Christian. | Open Subtitles | يَعطي ظهورَ تحقيق داخلي مسؤول، الذي ما نحن مِنْ الضروري أَنْ نَعمَلَ، كريستين. |
Bu, devlet düşmanlarının kimliğini belirlemek, onları uzaklaştırmak ve dava açmak için yürütülen bir iç soruşturma. | Open Subtitles | هذا تحقيق داخلي سيتم في السر للتعرف على , مسح وإحتمالية التعاون مع أعداء الولايات المتحدة |
Bilgilerin nasıl sızdığını ortaya çıkarmak için bir iç soruşturma başlatıldı. | Open Subtitles | تحقيق داخلي جاريُ... في محاولةِ للتَقْرير كَمْ المعلومات سُرّبتْ. |
İç soruşturma sonrasında bütün dava reddedildi, | Open Subtitles | - لا - تم رفض القضية بأكملها بعد تحقيق داخلي |
Teague bir süredir iç soruşturma altındaydı. | Open Subtitles | كان "تيج" في تحقيق داخلي منذ مدة |
Bir iç soruşturma vardı. | Open Subtitles | كان هنالك تحقيق داخلي |
Şimdiyse dahili bir soruşturma var. | Open Subtitles | والآن يوجد تحقيق داخلي |
Kapsam ve gösterilen özen açısından emsalsiz bir soruşturma talep ettiğimi bilmenizim isterim. | Open Subtitles | أريد منكم جميعا أن تعرفوا أني طالبت بإجراء تحقيق داخلي لم يسبق له مثيل في الصرامة. |