Ve gördüğünüz gibi, şempanzeler, her bir şempanze bir üçgen, öngörümüz olan karenin etrafında dairelenmişler. | TED | وكما ترون، الشمبانزي، كل الشمبانزي مثلث واحد، و دائره حولها، تحوم حول التنبؤ بذلك. |
Tam bir uzmanlıkla tırmandım ve Etrafta cıvıldayan kuş seslerinin tadını çıkardım. | TED | تسلقت بدقة متناهية واستمتعت بصوت الطيور التي كانت تحوم حول المنحدر الصخري. |
Yeni dişi hala sürü içinde dolaşıp lider erkekle yakınlaşma fırsatı kolluyor. | Open Subtitles | ما زالت الأنثى الجديدة تحوم حول المجموعة في انتظار الفرصة لتقترب من الذكر المهيمن |
Biliyorsunuz ki, savaş zamanında ortada dolaşan askeri birlikler, ordular vardır. | TED | وكما تعلمون، خلال فترة الحرب، هناك مليشيات، جيوش، تحوم في الجوار. |
En son karşılaşmamızı kabullendiğine dair ortalarda dolanan dedikoduyu dağıtmak istersin diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننتك تريد تبديد إشاعة تحوم هنا بأنك هزمت في آخر لقاء لنا |
Onun, biricik çocuğuna zarar vermemden korkarcasına başımın üzerinde dikilmesi işi daha da zorlaştırıyordu. | Open Subtitles | والذي جعل الأمر أكثر صعوبة أنها كانت حولي دائما,تحوم فوقي كأنها تخشى أن أغير أفكارها الصبيانية الثمينة. |
Rus denizaltıları etrafımızda dolaşıyor. | Open Subtitles | تعلمين ان لدينا غواصات روسية تحوم هنا |
Zaman dönüp duran, hızlı hareket eden parçacıklarına çözülür. | Open Subtitles | الوقت بكل بساطة يذوب إلى جسيمات سريعة الحركة تحوم بعيدا |
Tanrı'nın ruhu kanat çırparken suların üstünde kanat çırparken, Tanrı dedi ki: | Open Subtitles | بينما كانت روح الله تحوم تحوم فوق المياه |
Biliyorsun ki polisler... annenin evinin orada cirit atıyor. | Open Subtitles | الآن , تعلمين أن الشرطة تحوم حول بيت والدتك على مدار الساعة |
Bunun için deniz üzerinde özgürce, daireler çizerek uçan Kuzey Gümüş martısını bir örnek model olarak kullanmaktan daha iyi ne olabilirdi ki? | TED | ما يمكن أن يكون الأفضل للاستخدام؟ نورس الرنجة، في انطلاقه الحر تحوم ثم تنقض على البحر ، ولاستخدام هذا كنموذج للاقتداء به؟ |
Fakat kısa süre içinde anladık ki, yunuslar klavye kullanarak botun etrafında takılmayacaktı. | TED | ولكننا سرعان ما وجدنا أن الدلافين لن تحوم ببساطةٍ حول القارب وتستخدم لوحة المفاتيح. |
Nereye giderse gitsin, beyaz kuşlar etrafında dolaşırlar. | Open Subtitles | وحيثما يطوف سابحا تحوم فوقه طيور السماء البيضاء |
Dinle, aptal. Senin etrafında dolanmadan önce şansını bende denedi. | Open Subtitles | اسمع ، أنت أبله ، منحتني التسلية قبل أن تحوم حولك |
Etrafta şişko bir kız varsa, zayıf olanı daha seksi gelior o kadar | Open Subtitles | المثيرة فقط تجذب الانتباه و ذلك بسبب انها تحوم فتصبح على ما تريد |
Eğer olsalardı Etrafta zıplayan perileri fark etmez miyim sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تحسبني لن ألاحظ إذا ثمة جنيات تحوم في العالم؟ |
Sanki çevremde sürekli dolaşıp duran şeytanlar var. | Open Subtitles | كما لو ان تلك الشياطين كانت دائما تحوم بالقرب مني |
Hayır, devriye ekibi kapı kapı dolaşıp, görgü tanığı var mı diye araştırıyor. | Open Subtitles | لا, هناك دورية تحوم في الحي للبحث عن شهود |
Kendimi bulmak için başımın üstünde dolaşan salak meleklerin yardımıyla ilgili olarak başka bir teori daha duymak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أسمع نظرية أخرى منك حيال كيف أجد نفسي بفضل من مهما يكن ملائكة تحوم حول رأسي |
Ben de yanlarında Etrafta dolaşan gerçek cinler olmadığından emin olmak için gidiyorum. | Open Subtitles | انا فقط اتأكد انه لا يوجد اى عفاريت تحوم حول المكان |
Ve sağ olsunlar Forthaven'da dolanan söylentileri doğruladılar. | Open Subtitles | و كانوا لطيفين بما يكفي ليؤكدوا الشائعات (التي تحوم حول (فورت هايفن |
ve senin gözlerin de istediğin şeylerin üzerinde dolaşmıyor mu? | Open Subtitles | ألا تحوم عيناك على الأشياء التي تريدينها؟ |
Tanrım, Etrafta dolaşıyor. | Open Subtitles | يا إلهي، إنّها تحوم حول الجميع. |
Şu senin kalın kafatasında dönüp duran en ufak bir düşünce var mı? | Open Subtitles | أهناك اية افكار تحوم في جمجمتك القذرة النحيفة تلك؟ |
Halo Halkası'nın bu küçük parçasında olan ve başka hiçbir yerde olmayan. | Open Subtitles | تلك القطعة من الهالة تحوم في مجال موطننا |
Hani akbabalar tepesinde cirit atar. | Open Subtitles | والطيور تحوم فوق رؤوسنا . أنت تعرفين كيف تكون |
Uçak Berlin'in üstünde daireler çiziyor. Bir gün yere çakılacak. | Open Subtitles | الطائرة تحوم فوق برلين، ستتحطم ذات يوم |