Birleşik Devletler Başkanı'nın hayatını tehlikeye atıyormuşsun gibi geldi bana. | Open Subtitles | يبدو لى أنك تخاطر بحياة رئيس الولايات المتحدة |
Uzmanımın hayatını tehlikeye atıyorsun. | Open Subtitles | أنت تخاطر بحياة المحققة الجنائية خاصتنا |
Bir gencin bir şeyler yıkadığı konusundaki beyanatına dayanarak oğlunun hayatını tehlikeye atıyor. | Open Subtitles | إنها تخاطر بحياة ابنها... بناءً على إدعاء فتى بأنه غسل شيئاً |
Mesele, tüm insan ırkını tehlikeye atıyor olmanız. | Open Subtitles | الأمر هو أنك تخاطر بحياة الجنس البشري بأكمله أنا أحاول إنقاذ الجنس البشري |
İnsan ırkının hayatını tehlikeye atıyorsun. | Open Subtitles | أنت تخاطر بحياة الجنس البشري بأكمله |
Tıbbi gerçekler her zaman değişirler. Hastanın hayatını tehlikeye atıyorsun. | Open Subtitles | الحقائق الطبية تتغير دائماً - تخاطر بحياة مريضتك - |
Rehinelerin hayatını tehlikeye atıyorsunuz! | Open Subtitles | أنت تخاطر بحياة هؤلاء الرهائن! |
Ortağının hayatını tehlikeye atmazsın. | Open Subtitles | أنت لـن تخاطر بحياة شريكك |