| Lütfen bana bütün bu olanlardan sonra ona aşık olduğunu söyleme! | Open Subtitles | من فضلك لا تخبرني أنك وقعت في حبها بعد كل هذا |
| Yeri geldiğinde birini korumak için ahlaki değerleri göz ardı etmediğini söyleme bana. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تخبرني أنك لم تتجاوز الخط الأخلاقي لكي تنقذ شخصا ما |
| Kilisenin altından para olduğuna inanacak kadar aptal olduğunu söyleme bana. | Open Subtitles | لا تخبرني أنك أحمق للحد الكافي لتصدق أن المال تحت الكنيسة |
| Sen de olduğunu bana söylemedin Skinner göl evi, öyle mi? | Open Subtitles | أنت لم تخبرني أنك كنت منزل الشاطئ الخاص بسكينر, ألس كذلك؟ |
| - Niye tamirci olabileceğini söylemedin? | Open Subtitles | لماذا لم تخبرني أنك تجيد إصلاح السيارات ؟ |
| Başkalarını da onun gibi yapabileceğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | أتريد أن تخبرني أنك يمكنك أن تصنع المزيد مثله؟ |
| Kötü cadıların var olduğuna inanmıyorum deme şimdi? | Open Subtitles | لا تخبرني أنك لا تظن ان السحرة السيئون ليس لهم وجود؟ |
| O yüzden lütfen bana değer verdiğini söyleme çünkü bunu istemiyorum. | Open Subtitles | لذ أرجوك لا تخبرني أنك تبالين بي لأني لا أريد هذا |
| Masaya yapışan menüleri çıkarabilmek için... bir yol bulduğunu söyleme bana. | Open Subtitles | لا تخبرني أنك وجدت طريقة لجعل قوائم الطعام لا تلتصق بالطاولات |
| Espri anlayışını şimdiden kaybettiğini söyleme. | Open Subtitles | لا تخبرني أنك فقدت حسّك المرحي بهذه السرعة |
| Yapamayacağını söyleme bana! Kalk ve 10 adım yürü. | Open Subtitles | لا تخبرني أنك لا تستطيع فعل ذلك إنهض وامشي عشرة خطوات |
| Tanrı aşkına Niles, sakın bana o külleri savuracak bir yer bulamadığını söyleme. | Open Subtitles | بحق الله لا تخبرني أنك لم تتخلص منها بعد |
| Karım ve çocuklarımın ölmesinin sebebi şimdi kalkıp da bana onu savunduğunu söyleme. | Open Subtitles | إنه السبب لكون زوجتي و أولادي ليسوا أحياءاً و لا تخبرني أنك ستدافع عنه |
| Bunun bir parçası olmak istemediğini söyleme. | Open Subtitles | لا تخبرني أنك لا تريد أن تكون جزءاً من ذلك |
| Neden bana hayatta olduğunu söylemedin? | Open Subtitles | لماذا لم تخبرني أنك لازلت على قيد الحياة فحسب؟ |
| Neden bana hayatta olduğunu söylemedin? | Open Subtitles | لماذا لم تخبرني أنك لازلت على قيد الحياة فحسب؟ |
| -Barutu sakladığını söylemedin mi? | Open Subtitles | لا تخبرني أنك لم تخفي براميل المسحوق الأسود ؟ |
| Bana hükümeti devirecek ve gücünü alacak bir gizli organizasyonun üyesi olduğunu söylüyorsun. | Open Subtitles | هذا جنون، أنت تخبرني أنك جزء من تنظيم سري الذي سيستولي على السلطة من الحكومة |
| Bana gizli kimliklerle birçok sahnede çıktığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تخبرني أنك قمت بحيلة مسرحية مزدوجة بهويات مختفية؟ |
| Sonra da, onu yıllardır düşünmediğini, ama hala sevdiğini söylüyorsun. | Open Subtitles | بعدئدٍ تخبرني أنك لم تفكر بها منذ 5 سنوات في حين لازلت مغرماً بها |
| Bunu internet koydum deme Vernon. | Open Subtitles | لا تخبرني فيرنون لا تخبرني أنك وضعت هذا في كل المواقع؟ |
| O uzay gemisinden bir şey çaldığını bana söylememiştin. | Open Subtitles | لم تخبرني أنك سرقت شيئاً من تلك المركبة الفضائية |
| Yani kendi sınırımızdan daha öteye gitmediğinizi mi söylüyorsunuz? | Open Subtitles | تريد أن تخبرني أنك لم تتخطى أسلاكنا الشائكة |