Sayfa 86 da ki büyü. Buradan çıkman gerek. | Open Subtitles | التعويذة في الصفحة 86 . يجب أن تخرجي من هنا |
Ben evime döneceğim, sana da mülkümden çıkmanı tavsiye ederim. | Open Subtitles | سوف أدخل إلى منزلي الآن. أقترح أن تخرجي من مُلكيتي. |
Meena, ben buradan çıkmak istiyorum, lütfen bir şeyler yap. | Open Subtitles | مينا أريدكِ أن تخرجي من هنا أرجوكِ أفعلي أي شيء |
36.000 fitte hızla yol alırken öylece çıkıp bir sinemaya gidemezsin, değil mi? | Open Subtitles | بالطبع على ارتفاع 36000قدما لن يمكنك ان تنهضي و تخرجي من المسرح |
Ama sana garanti ederim, o adama saldırırsan... o yerden sağ çıkamazsın. | Open Subtitles | وأؤكد لك إن هاجمت ذلك الرجل لن تخرجي من تلك الحانة حية |
Burdan çık dışarı. Biran önce gideceksin. Gitmelisin. | Open Subtitles | سوف تخرجي من هنا قريبا جدا سوف ترحلي، سوف ترحلي |
Sonra Caltech'ten mezun oldum, IBM ortaya çıktı, ve 1981'de IBM'e bağımlı oldum. | TED | ثم، بعد تخرجي من كالتك، ظهر الحاسب الشخصي والذي أدمنت عليه في 1981 |
Buradan gitsen iyi olur. Polis katilini tutuklarken, ortalıkta olamazsın. | Open Subtitles | من الأفضل لكِ أن تخرجي من هنا لا أحد يريد المرأة الميتة تتجول عندما تأتي الشرطة وتحاول القبض على قاتلها |
Odadan çıkman gerekecek, çünkü açıkçası bunu başkasının yanında yapamıyorum. | Open Subtitles | يجب أن تخرجي من الغرفة لأني لا استطيع أن افعل هذا امام احد , لأكون صادقاً |
Burada ne arıyorsun? Buradan çıkman lazım. | Open Subtitles | ما الذي تفعلينه هنا عليك أن تخرجي من هنا |
Claire, taşkın boruları çalışmazsa diye oradan çıkman lazım. | Open Subtitles | كلير ، يجب ان تخرجي من هناك فى حال عدم نجاح الفيضان |
Şu saçma tankından çıkmanı beklemekten sıkıldım. Şimdi beni dinle! | Open Subtitles | سئمت انتظارك حتى تخرجي من هذا الحوض السخيف |
Sana şehrin dışına çıkmanı söyledim. | Open Subtitles | يا إلهي. أمي، أخبرتكِ أن تخرجي من المدينة |
Beni affedin, Majesteleri, pencereden çıkmak zorundasınız. | Open Subtitles | أعذريني يا مولاتي، لكن عليكِ أن تخرجي من النافذة |
Bu yüzden, hayatımdan çıkıp gideceksen beni affedip affetmediğini bilmem gerek. | Open Subtitles | لهذا قبل ان تخرجي من حياتي اريد ان اعرف اذا ماكنت ستسامحيني |
Kullanmayı öğretmezsem buradan asla çıkamazsın. | Open Subtitles | إذا لم أعلمك كيف تقودين لن تخرجي من هذه البلدة |
Numara yaptığını biliyorum. Hastaneden çık. | Open Subtitles | اعرف انك تدعي المرض يجب ان تخرجي من المستشفى. |
Bana bir baba gibidir. Hukuk fakültesinden mezun olduğumdan beri onunla çalışıyorum. | Open Subtitles | إنه أشبه بوالد بالنسبة إليّ أعمل لحسابه منذ تخرجي من كلية الحقوق |
Sen de ağlamadan burdan gitsen iyi olur | Open Subtitles | من الأفضل أن تخرجي من هنا قبل أن أجعلكِ تبكين |
Şimdi bunu çıkaracağım ama sakın bu bedenin içinden çıkma. | Open Subtitles | , سوف أنتزع هذا لكن لا تخرجي من هذا الجسد |
Bir dakika, önceden mutlu olmanın ve buradan gitmek istemenin sebebi bu muydu? | Open Subtitles | انتظري , ألهذا كنتِ سعيدة منذ قليل وأردتي أن تخرجي من هنا ؟ |
Çünkü şehirden gitmeni söylediğimde, seni buraya getirdi. | Open Subtitles | لأنني عندما أخبرتك أن تخرجي من المدينة، قامت بسحبك إلى هنا. |
Bakın, bayan, buradan çıkmanız gerekiyor. | Open Subtitles | إسمعي سيدتي, يجب أن تخرجي من هذه المنطقة |
Bak Katrina, zaten yükselmek isteyen yardımcılar tarafından yeteri kadar kullanıldım onun için ofisimden defolmanı ve kendine yeni bir balina bulmanı tavsiye ederim. | Open Subtitles | حسناً، كاترينا انا انتهيت من ان يتم استغلالي من قبل المساعدين بأن يصعدون السلم على حسابي لذا اقترح عليك، بأن تخرجي من مكتبي |
Buradan çıkmalısın. Burası seni mahvedecek. | Open Subtitles | يجب أن تخرجي من هنا هذا المكان سيفعل بكِ أشياء |
Tasarım okulundan mezun olduğum gün ve bahçemde satış yapıyorum. | TED | حدث ذلك بعد تخرجي من كلية التصميم حين كنت أعرض بعض أغراضي القديمة للبيع |