Ben, senin bana ait olduğun yere yaptıracağım Kalbimin ve göğsümün arasına... | Open Subtitles | سوف اصنع القليل منهم في الاماكن التي تخصك ما بين قلبي وصدري |
Bu komikli şapkanın size ait olup olmadığını bilmek istiyor. | Open Subtitles | إنه يريد أن يعرف إن كانت هذه القبعة المضكحة تخصك. |
Kız kardeşini geri alabilirsin. Bu sizin geleneğiniz, benim değil. | Open Subtitles | يمكنك أن تستعيد أختك إنها تخصك ولا تخصني |
Sadece sizin ve bahçıvanın ayakkabı izlerini bulduk. | Open Subtitles | طبعات الأقدام التي وجدناها تخصك انت و البستاني فقط |
Hayır, o sensin, seninki. | Open Subtitles | كلاّ، هذا أنت ، هذه القصة تخصك. |
Son zamanlarda seninle ilgili birçok söylenti dolaştığı için öğrenmiştir. | Open Subtitles | هو بالنأكيد عَرِف بأمورك، لأن الأشياء التي تخصك مُنتشرة هذه الأيام |
Posta kartındaki baskılar senindi çünkü sen yazdın. | Open Subtitles | البصمات الوحيدة على تلك البطاقة تخصك لإنكِ من كتبتيها |
Küçük paketler derken, Bu senindir, dostum. | Open Subtitles | بالحديث عن الصفقات الصغيرة هذه ياصديقي تخصك |
Doğrusu bu referanslar çok etkileyici olsa da, duygularım seni ilgilendirmez. | Open Subtitles | على قدر ما تبدو تلك المؤهلات مثيرة للاعجاب لكن مشاعرى لا تخصك |
Ve diğer şeyler var ve onlar sana ait. Bunda utanılacak bir şey yok. | Open Subtitles | هذه الأشياء تخصك وحدك, لا ينبغى لك أن تخجل منها |
Sana ait olmayan şeyleri almaman gerektiğini bilmiyor musun? | Open Subtitles | ألا تعلمي بأنه لا يحق لك أن تأخذي أشياء لا تخصك |
Sana ait olmayan bir seyi calan hirsizsin | Open Subtitles | أنت مجرد لص يعمل فى الليل وتسرق الاشياء التى لا تخصك |
En azından çiftçi işi ekose olayı, ne kadar bayık olsa da tamamen sana ait. | Open Subtitles | على الأقل صفات المزارع على تفاهتها تخصك وحدك |
Hepimize ait olan babamın eşyalarını alıp kendi malınmış gibi kullanmaya hakkın yok. | Open Subtitles | ليس لديك تصريح ان تأخذ ممتلكاته التى تخصنا كلنا وتستخدمها لنفسك كما انها تخصك |
Bunun cevabını biliyorsun. Sana ait olmayan bilgilerin yer aldığı, taşınabilir bir belleğin varmış. | Open Subtitles | أنت تعرف مُرادي, أُشيع أنك تمتلك قرص محمول, به معلومات لا تخصك |
-Kesinlikle benim de değil. sizin olmadığından emin misiniz, Bayan Strange? | Open Subtitles | أأنت متاكدة انها لا تخصك يا سيدة سترينج ؟ |
sizin olan harcamaları daire içine alın ve bana geri gönderin. | Open Subtitles | حدد المصروفات التى تخصك ثم إرسلها لى بالفاكس |
Bunun sizin harcamanız olmadığından kesinlikle eminim. | Open Subtitles | لذا كان هذا سبب تأكدى من أن هذه النفقة لا تخصك |
Biliyorsun komik bir durum ama tam olarak hangi pencerenin seninki olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | تعلمين مالمضحك أنا في الواقع لم أعلم... أي نافذة تخصك |
seninle ilgisi olmayan bir 8 binlik için beni öldürmezsin herhalde? | Open Subtitles | لن تتخلص مني بسبب ثمانية آلاف لا تخصك في الأساس |
Bu senindi, değil mi? | Open Subtitles | هذه تخصك, اليس كذلك ؟ |
Dedim ki, bu olsa olsa senindir. | Open Subtitles | لقد خمنت أن النظارة تخصك. |
Bu şeyler, seni ilgilendirmez. | Open Subtitles | هذه الأمور لا تخصك |
Kızımı bana getirebilirdin ama seni ilgilendirmeyen şeyleri araştırıp anlaşmayı karmaşık hale getirmeyi seçtin. | Open Subtitles | كان يمكنك جلب ابنتي لي لكن بدلاً من ذلك اخترت تعقيد إتفاقنا بالتحقيق في أمور لا تخصك. |