Ya da en azından, bahsettiğimiz misyonlara daha iyi uyan bir takip için kadro taslağımızı yeniden tahsis edebiliriz. | TED | أو على الأقل، سنكون قادرين لإعادة تخصيص وقت موظفينا للمساعي الأكثر ملاءمة لتلك المهمات التي تحدثنا عنها. |
Dedektif, aktif bir polis olduğunuz için sizin için tahsis edilmiş bir polis arabanız var, değil mi? | Open Subtitles | وأنت بصفتك محقق نشط يتم تخصيص سيارة شرطة لك ، صحيح؟ |
Tamam, 50 milyon dolar Bu yılki gelişme için tahsis edilmiş. Ama Savunma bakanlığı bunu istemediğini söyledi. | Open Subtitles | حسناً، تمّ تخصيص 5 مليون دولار للتنمية هذا العام، لكن قال البنتاغون أنّه لا يُريده. |
Bu hafta buna hazırlanmak için biraz zaman ayırmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد تخصيص بعض الوقت للتحضير في عطلة الأسبوع. |
- Şey, belki biraz zaman ayırabilirim. - Yapar mısın? | Open Subtitles | حسناً، استطيع تخصيص وقت قليل لأستمع حقاً؟ |
- Vakit ayırdığın için teşekkürler. | Open Subtitles | أقدر تخصيص وقت لنا |
Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz Bay Holland. | Open Subtitles | شكرًا لك على تخصيص وقت لرؤيتنا يا سيد هولند |
Hiçbir başkan fonları bu şekilde tekrar tahsis etmeye çalışmadı bile. | Open Subtitles | لم يحاول أي رئيس من قبل أن يُعيد تخصيص الأموال بهذه الطريقة |
Kongre olarak Gizli Servisler'e tahsis edilen parayı şüpheli buluyoruz. | Open Subtitles | بما أن الكونجرس مُرتاب من تخصيص الأموال للخدمات السرية |
Kaynakları yeniden tahsis ettik. - Faydasızları, engelleri ortadan kaldırdık. | Open Subtitles | أعدنا تخصيص الموارد اعزلنا العوائق وغير الفعالين |
Ve elbette, elbette büyük şeylerle de uğraştık, tüm okul bütçesini yeniden elden geçirmek gibi, ki daha fazla öğretmen ve destek elemanı için fonları yeniden tahsis edebilelim. | TED | وبالطبع، بالطبع، عالجنا المواضيع المهمة، مثل إعادة سحب ميزانية المدرسة لإعادة تخصيص المال لانتداب معلمين آخرين وفريق دعم. |
İlginç bir şekilde, mini ödeme gibi şeyler, aslında dünyadaki güvenlik sisteminin işleyişini değiştirecek. Çünkü değer tahsis etmekte bir kere iyi olduktan sonra, insanlar paralarını ve enerjilerini daha yapıcı şeylerde kullanacaklar. | TED | من المثير للاهتمام أن أشياء كالمدفوعات الصغيرة ستغير من الطريقة التي يعمل بها الأمان في عالمنا، لأنه بمجرد قدرتنا على تخصيص القيمة بطريقة أفضل، سيستخدم الناس نقودهم وطاقاتهم لأشياء بناءة أكثر. |
Ulusumuzun setleri, köprüleri ve yolları bakıma muhtaç ve bizim onları onarmamız gerek ve bunu vergileri arttırarak değil, mevcut gelirleri yeniden tahsis ederek yapmalıyız. | Open Subtitles | , جسور و طرق و سدود أمتنا تحتاج إلى إصلاح و علينا نحن أن نصلحهم . . و ليس بزيادة الضرائب لكن باعادة تخصيص مصادر التمويل المتاحة حالياً |
Sadece 600 bilet tahsis edilmiş. | Open Subtitles | تم فقط تخصيص ست مئة تذكرة، ولكن.. |
Her ay, spor eğitimi için 40,000 Rupi ayırmak hiç mantıklı değil. | Open Subtitles | أما تخصيص 40,000 كل شهر ...من أجل التدريب على الألعاب الرياضية شيء لا معنى له |
Ama bende Jeff'e bir süpriz yapmak için zaman ayırmak istedim. | Open Subtitles | ولكن اردت تخصيص بعض الوقت لمفاجأة (جيف)بـ مفاجأة .. |
Today Show bize devam eden bir parça daha ayırmak istiyor. | Open Subtitles | برنامج "اليوم" يود تخصيص فقرة لنا |
işleri yoluna koyduğum sürece... kendime vakit ayırabilirim. | Open Subtitles | طالما أنجز عملي, فإن بمقدوري تخصيص ساعاتي |
işleri yoluna koyduğum sürece... kendime vakit ayırabilirim. | Open Subtitles | طالما أنجز عملي, فإن بمقدوري تخصيص ساعاتي |
Eski bir dost için hep zaman ayırabilirim. | Open Subtitles | أستطيع دائمًا تخصيص وقت لصديق قديم |
Vakit ayırdığın için teşekkürler. | Open Subtitles | شكرًا لك اشكرك على تخصيص وقتك |
Beni görmek için zaman ayırdığın için sağ ol. | Open Subtitles | -شكراً على تخصيص وقت لرؤيتي |
Her halükârda, zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. | Open Subtitles | على أية حال، أشكركَ على تخصيص بعض الوقت ليّ. |