Bu da yetişkinlerde sigara içme oranını yüzde bir buçuktan daha aza düşürür. | TED | مما قد يؤدي لخفض معدل تدخين البالغين إلى أقل من واحد ونصف بالمائة. |
Sarhoşlar, sigara tiryakileri ve seks oyunları meraklıları bir arada bulunuyor. | Open Subtitles | الشرب تدخين والتدخين شرب والقمار هو جنس مع كل شيء متحرك |
Bizi yeni bir sigara içme alanına sürdüler. Demek dedikodular doğruymuş. | Open Subtitles | ــ إنّهم ينقلوننا إلى منطقة تدخين جديدة ــ إذاً الإشاعات حقيقية |
Tanrım bu maçı alırsak ot içmeyi bırakacağım. - Sesiniz çıksın! | Open Subtitles | يا الله إذا فزنا في هذه المباراة سأقلع عن تدخين الحشيش |
Yemin ederim efendim, barış çubuğu tüttürmek istediklerini düşünmüştüm. | Open Subtitles | أقسم سيدي, اعتقدت أنهم يردون تدخين غليون فقط |
Zaten siz bunu istemeseydiniz, ben sigara içmeye dışarı çıkacaktım. | Open Subtitles | إذا لم تكن تعذرني, أخشى من رغبتي في تدخين السجارة في مكتبك |
sigara içmenin ilk yıllarındaki dikkatsizliğimiz, sigara salgınına ve sigarayla ilgili daha birçok hastalığa neden oldu. | TED | قادت قلةُ الاحتراز ضد تدخين السجائر في السنين الماضية إلى وباء تدخين السجائر، وإلى غيرها من الأمراض المرتبطة بالتدخين. |
Boks yapacaksan sigarayı bırakacaksın. | Open Subtitles | كف عن تدخين السجائر إن كنت تريد الملاكمة |
Yap sunu. Bana zorla ilk kez sigara içtiren çocuk gibi konustun. | Open Subtitles | انكِ تبدين مثل ذاك المتنمر الذي أرغمني على تدخين أول سيجارة لي |
Botta bir adam vardı. Kahvaltı olarak sigara içmeyi severdi. | Open Subtitles | كان لدينا رجل على القارب أحبّ تدخين السجائر على الإفطار |
Botta bir adam vardı. Kahvaltı olarak sigara içmeyi severdi. | Open Subtitles | كان لدينا رجل على القارب أحبّ تدخين السجائر على الإفطار |
Anlaşma yapacağının ilk belirtisi, Scotch nehrinde deli gibi sigara içmesi olurdu. | Open Subtitles | عندما يكون هناك قرار حاسم يسرف فى تدخين السجائر و شرب السكوتس |
Bu yüksek tansiyona, ileri seviyede depresyona neden olabilir. Ölüm oranlarıyla dengeli olan alkol bağımlılığı ve sigara içme ile ilişkili olabilir. | TED | ويؤدي إلى ارتفاع ضغط الدم واكتئاب أعلى متوائمة مع معدلات الوفاة قد تكون مرتبطة أكثر مع تعاطي الكحول أو تدخين السجائر |
Her yıl ABD'de sigara yüzünden 400,000 kişi ölüyor. | TED | أكثر من 400,000 شخص ماتوا في الولايات المتحدة كل عام من تدخين السجائر. |
Belki, ama tek yaptığın ot tüttürmek. | Open Subtitles | و إن يكن ، لكن كل مل تفعله هو تدخين المخدرات |
Neden şu sigara içmeye ve kokaine bir son vermiyorsun! | Open Subtitles | لماذا لا توقف تدخين كل هذه السجائر وتعمل ماتريد بهذا الكوكاين |
Big Tobacco'nun sigara içmenin tehlikeleri karşısında takındığı tutumdan daha karışık değil. | Open Subtitles | حسناً، ليس كمختلط الموقف ذلك التبغ الكبير حول أخطار تدخين السجائر. |
Bu yeni sistemde hastalarının çoğunda tansiyon düşükse ya da hastalarınıza sigarayı bıraktırırsanız ya da psikolojik tedavi alırlarsa ve kolesterolleri düşükse daha çok maaş alırsınız. | Open Subtitles | وفي ذلك النظام الجديد إذا مُعظم عدد مرضاك لهم ضغط دمّ منخفض أو أنت أصبحت أغلب مرضاك للتوقّف عن تدخين |
Size ücretsiz tıbbi bir tavsiye. Şunları içmekten vazgeçin. | Open Subtitles | ودعني أعطيك نصيحة طبيية توقف عن تدخين هذه الأشياء |
Sigarasız, alkolsüz uçuyorum, uçuyorum. | Open Subtitles | ♪ بدون تدخين ♪ ♪ بدون الكحول ♪ ♪ انا اطير , انا اطير ♪ |
Bugünkü gençliğin yaptığını yapıyorlar: Esrar içip sevişiyorlar. | Open Subtitles | مايفعله الاولاد فى هذه الايام على ما أفترض تدخين السجائر العبث جانباً |
Artık bunun benim sorunum olmadığını biliyorum, Papa'yla bile esrar içebilir artık. | Open Subtitles | الان انني اعرف انني لست المشكلة يمكنه تدخين الحشيش مع اي شخص |
Bu saygısızca, Meryem Ana'nın karşısında içiyorsun. | Open Subtitles | هو عديم الإحترام، تدخين أمام مريم العذراء. |
- Ben kahve ve kanyak alacağım. - Sanırım ben de puro içeceğim. | Open Subtitles | ـ أريد شرب بعض القهوة ـو أنا أريد تدخين سيجارة |
Kral dairesi. sigara içilmez. Kart kullanacaksınız. | Open Subtitles | غرفة الملوك ، لا تدخين ستدفعين هذا من أى بطاقة ؟ |
Umarım nargile içmemde bir mahzur yoktur? | Open Subtitles | اعتقد انك ليس لديك اعتراض على تدخين التبغ ? |