| Buna izin vermeyin! Çünkü buna para yatırdım. | Open Subtitles | لا تدعوهم يعطونكم شيئا لأنه ملكي وقد دفعت الثمن |
| Sadece yakalayın. Kaçmalarına izin vermeyin. | Open Subtitles | فقط أمسكوا بهم و لا تدعوهم يغادرون من هنا أحياء |
| Onun günlerinden söz et. İnsanları davet eder miydi? | Open Subtitles | أخبرينى عن يومها , هل هى تستضيف أناسا او تدعوهم |
| Ailelerine, çocukları bir aylık bir başarı programına davet eden mektuplar yollandı. | Open Subtitles | أبائهم أرسلوا الرسائل التي تدعوهم للمشاركة في برنامج الإنجاز لمدّة شهر. |
| Sözde siviller uğruna enerji harcayamayız. | Open Subtitles | لا نستطيع اهدار طاقاتنا على من تدعوهم بالمدنيين |
| Asker dediğin birkaç gorile ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | سأحتاج لبعض هؤلاء العمالقة الذى تدعوهم بجنود المارينز |
| Masum deme hakkına sahip olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقدُ بأن مسموحٌ لكيّ تدعوهم كأبرياء. |
| - Neden onalar bayan ismi takıyor sunuz? | Open Subtitles | -لماذا تدعوهم بأسماء فتيات؟ |
| Ama onlara niye kitap insanlar diyorsun eğer kanuna karşı bir şey yapmıyorlarsa? | Open Subtitles | ولكن كيف تدعوهم الناس الكتاب إذا كانوا لم يفعلوا أي شيء ضد القانون ؟ |
| Şimdi onlara komünist mi diyorsunuz? | Open Subtitles | و أنت تدعوهم بالشيوعيين؟ |
| Sizi uyuşturmalarına izin vermeyin. Sizi hayatın mucizelerinden ayırıp uyuşturmalarına izin vermeyin. | Open Subtitles | لا تدعوهم يخدرونكم ولا تدعوهم يسلخونكم من معجزة الحياة |
| Pahalı yiyeceklere yönelin, sizi ucuzlara yöneltmelerine izin vermeyin.. | Open Subtitles | تخيروا الأطعمة الراقية، لا تدعوهم يطعمونكم الأطعمة الرخيصة |
| Varmasına izin vermeyin. Tüneli ayırın. | Open Subtitles | لا تدعوهم يصلون إلى هنــا إفصلوا النفق في الحال |
| Daha az izlemeye ihtiyacımız olduğunu söylemelerine izin vermeyin. | Open Subtitles | لا تدعوهم يقولون لكم نحن نحتاج أدنى مراقبة. نحتاج الى المزيد. |
| Seder yemeği için gidecek yeri olmayanları davet edersin. | Open Subtitles | حسناً، إذا كان أحداً من اليهود ليس لديه مكاناً ليذهب أليه من المفروض عليك أن تدعوهم |
| Senin yerine başka birçok kişiyi davet edebilirdi. | Open Subtitles | هناك كثير من الاشخاص من الممكن ان تدعوهم بدلا منك |
| Onları bu berbat işi yapmaları için evine davet ediyorsun ve işin sonunda onlara para ödüyorsun. | Open Subtitles | تدعوهم لمنزلك لفعل كل ذلك العمل الرديء و بعد ذلك في النهاية تقوم بالدفع لهم |
| Sözde siviller uğruna enerji harcayamayız. | Open Subtitles | لا نستطيع اهدار طاقاتنا على من تدعوهم بالمدنيين |
| Sözde düşmanlarınızla hep bu kadar samimisiniz? | Open Subtitles | هل أنت ودود دائماً مع من تدعوهم أعداء؟ |
| Buna rağmen, bu oyunu ölümümden sonra senin ve arkadaşım dediğin bu keşlerin ve şıllıkların oynaması için tasarladım. | Open Subtitles | لكي تُلعب بعد موتي بواسطتك و أي مجموعه من المعتوهين و مدمني المخدرات العاهرين الذين تدعوهم بأصدقائك |
| Şu düşmanını ve dostum dediğin adamı değil mi? | Open Subtitles | أعدائك وأولئك الذين تدعوهم بالأصدقاء أليس كذلك ؟ |
| Masum deme hakkına sahip olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقدُ بأن مسموحٌ لكيّ تدعوهم كأبرياء. |
| - Neden onalar bayan ismi takıyoruz? | Open Subtitles | -لماذا تدعوهم بأسماء فتيات؟ |
| Sen günah diyorsun, ben tercih diyorum. | Open Subtitles | أوه، سامحني. إغفرْ لي لأَثمي. إذا كنت لا بد ان تدعوهم ذنوب |
| Efendim! Siz kime eşkıya diyorsunuz? | Open Subtitles | سيدي من الذي تدعوهم بالعصابة؟ |
| Ne yapmamı istiyorsunuz? Takviye birimler yolda. Çıkmalarına izin verme. | Open Subtitles | وحدة الدعم في الطريق إجلسوا ولا تدعوهم يهربوا |