Tanrım, bu bebek köşeleri rayda gidiyor gibi dönüyor olmalı. | Open Subtitles | يالهي من المؤكد انها تدور كما لو كانت علي قضبان |
Ve toplar saniyede 4.4 metre hızla dönüyor. Bundan sonrası matematik. | Open Subtitles | والكرة تدور بسرعة 4.4 متر في الثانية الباقي هو فيزياء بحتة |
Aşağıya hedeflen tüm kameralar altlarında dönen Dünya'yı boydan boya yavaşta tararlar. | TED | ستوجه جميع عدساتها نحو الأرض وستمسح سطحها ببطء بينما هي تدور تحتها |
İpler bir kere yukarı çıkınca gökte dönmeye başlayıp çapraz rüzgârla çember hâlinde döner. | TED | وعندما يصبح السلك كله في الأعلى، تدور في دورات مضادة للريح في السماء. |
Kuzey Kutbu'ndan Dünya'ya baktığınızda saat yönünün tersine döndüğünü görürsünüz. | TED | إذا نظرتم إلى الأرض من القطب الشمالي، ستجدون أنها تدور عكس عقارب الساعة. |
Kafamda bir sürü fikir dolaşıyor. | Open Subtitles | لدي افكار تدور فى راسي . لقد كنت اقرأ العديد من الاشياء |
Değirmenin etrafındaki tüm insanlar, Yaşam ile ölüm arasında dönüyor. | Open Subtitles | هذا هو المحور حيث كل الناس تدور بين الحياة والموت. |
Hayatlarımız aygıtlar ve akıllı cihazlar etrafında dönüyor. | TED | تدور حياتنا حول أجهزتنا، الأجهزة الذكية وأكثر من ذلك. |
Çok da zor değil; hani var ya, "bu elma, bu portakal... "...Dünya bunun etrafında dönüyor" falan? | TED | و الآن هي ليست بهذه الصعوبة, ها هي التفاحة, ها هي البرتقالة, تعرفون, الأرض تدور, و بهذا الشكل. |
Biliyorum kafanız tüm bu şeylerden dolayı dönüyor. | TED | أعلم أن رؤوسكم تدور سريعا بسبب كل هذه الأمور. |
Kuvvetli rüzgar ve tufanlar ile konuşan kadın bizi üstünlüğe, yüksek bilinçliliğe geri fırlatıyor, o dönüyor ve dünya da dönüyor. | TED | تلك التي تتحدث لغة هبّات الريح والأعاصير، تعصف بنا صوب الأعالي، والوعي الراقي، تدور ويدور معها العالم. |
Sonuçta, hikayeler dönen semazenler gibiler, çember ötesi çemberler çizerler. | TED | في الختام, تدور القصص مثل الدراويش, لترسم دوائر تلو الدوائر. |
Yıldızın... etrafında dönen şeylerden. Diskin etrafında dönen güneş gibi. | Open Subtitles | الأشياء التي تدور حول النجم مثلما تدور الشمس حول القرص |
Jüpiter'in yüksek hızda dönüşü geniş bantlı ters yöne dönen bulutlarını yönetir. | Open Subtitles | دوران المشتري السريع يسوق حزمٍ ضخمة من السحب التي تدور بالاتجاه المضاد |
Nötron yıldızlarının öncüleri genelde döner. | TED | تدور عادة السلائف الضخمة للنجم النيوتروني. |
Sonrasında da Galileo'nun teleskobu Jüpiter'in uydularının, Jüpiter'in etrafında döndüğünü; Dünya'ya ise hiç aldırmadığını gördü. | TED | و من ثم إكتشف غاليليو عبر التلسكوب أن لكوكب المشتري أقماراً تدور حوله وتتجاهل تماما كوكب الأرض. |
Bir kalp ameliyatı planladığın dedikodusu dolaşıyor. | Open Subtitles | ثمة شائعة تدور حولك أنك تعتزم إجراء عملية جراحة قلب. |
Kara delikleri kafamda ilk canlandırdığımda bunun olay ufku olduğunu düşünüyorum, o şekil içinde dönüp duran çok fazla madde ve ışık var. | TED | حين فكرتُ مبدئيًا في الثقوب السوداء، تصورت أنها هي أفق الحدث، حيث الكثير من المادة والضوء تدور بسرعة على هذا الشكل. |
Hikaye bu adam hakkında, kızlara deli oluyor ama elbise giymeyi seviyor. | Open Subtitles | تدور عن ذلك الرجل، هو متيم بفتاة ما لكنه يحب إرتداء ملابسها |
Tam da o an çalıştığım makalenin Konusu ise teknolojinin yardımıyla hareketi öğretmenin yeni yollarını keşfetmekti. | TED | ورقة البحث التي كنت أعمل عليها تلك اللحظة بالضبط كانت تدور حول تطوير وسائل جديدة لتعليم الحركة باستخدام التقنية. |
Hey, hep dönerler biliyor musun? | Open Subtitles | مهلا، فإنها تدور دائما طريق عودتهم، هل تعلم؟ |
Vatikan tarafından, dünyanın güneşin etrafında döndüğü yönündeki fikrini değiştirmeye zorlandıktan sonra bile ne dediği söylenir? | TED | حتى بعد إجباره من قبل الفاتيكان على إنكار أن الأرض تدور حول الشمس، أخلي سبيله، و ماذا شيع عنه أنه قد قال؟ |
Uzun zaman önce şu an bulunduğumuz yer gibi mekanlar pusula ibresini çevirirdi. | Open Subtitles | قبل أمدٍ بعيد، كانت أماكن كالتي نقف فيها الآن تجعل إبر البوصلات تدور |
Burada olmazsam, çarkı çevirmeye ve kağıtları karmaya devam edin. | Open Subtitles | إذا لم أكن هنا ، فقط ابقوا العجلة تدور والصفقات |
Burada yalnızda dikey eksen üzerinde dönerek halkalar yarattığını görebilirsiniz. | TED | وهنا يمكنكم رؤية الصمامات تدور حول المحور الرأسي فقط، لتحدث دوائر |
Yalnızca Güneş dönmüyor güneş lekelerinin kendileri de Güneş yüzeyinde fırtına gibi fırıl fırıl dönebiliyor. | Open Subtitles | ليس فقط أن الشمس تدور بل أن البقع نفسها يمكن أن تدور كالأعاصير الحرارية على سطح الشمس |
Negatif elektrik yüklü küçük parçacıklar, elektronlar, daha büyük pozitif yüklü çekirdek etrafındaki bir yörüngede dönüyordu. | Open Subtitles | الإلكترونات ، الجسيمات الدقيقة جداً ذات الشحنة الكهربية السالبة تدور حول شيء دقيق ذو شحنة موجبة يدعى النواة |