ويكيبيديا

    "تدور" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • dönüyor
        
    • dönen
        
    • döner
        
    • döndüğünü
        
    • dolaşıyor
        
    • dönüp
        
    • hakkında
        
    • Konusu
        
    • dönerler
        
    • döndüğü
        
    • şu
        
    • devam
        
    • dönerek
        
    • dönmüyor
        
    • dönüyordu
        
    Tanrım, bu bebek köşeleri rayda gidiyor gibi dönüyor olmalı. Open Subtitles يالهي من المؤكد انها تدور كما لو كانت علي قضبان
    Ve toplar saniyede 4.4 metre hızla dönüyor. Bundan sonrası matematik. Open Subtitles والكرة تدور بسرعة 4.4 متر في الثانية الباقي هو فيزياء بحتة
    Aşağıya hedeflen tüm kameralar altlarında dönen Dünya'yı boydan boya yavaşta tararlar. TED ستوجه جميع عدساتها نحو الأرض وستمسح سطحها ببطء بينما هي تدور تحتها
    İpler bir kere yukarı çıkınca gökte dönmeye başlayıp çapraz rüzgârla çember hâlinde döner. TED وعندما يصبح السلك كله في الأعلى، تدور في دورات مضادة للريح في السماء.
    Kuzey Kutbu'ndan Dünya'ya baktığınızda saat yönünün tersine döndüğünü görürsünüz. TED إذا نظرتم إلى الأرض من القطب الشمالي، ستجدون أنها تدور عكس عقارب الساعة.
    Kafamda bir sürü fikir dolaşıyor. Open Subtitles لدي افكار تدور فى راسي . لقد كنت اقرأ العديد من الاشياء
    Değirmenin etrafındaki tüm insanlar, Yaşam ile ölüm arasında dönüyor. Open Subtitles هذا هو المحور حيث كل الناس تدور بين الحياة والموت.
    Hayatlarımız aygıtlar ve akıllı cihazlar etrafında dönüyor. TED تدور حياتنا حول أجهزتنا، الأجهزة الذكية وأكثر من ذلك.
    Çok da zor değil; hani var ya, "bu elma, bu portakal... "...Dünya bunun etrafında dönüyor" falan? TED و الآن هي ليست بهذه الصعوبة, ها هي التفاحة, ها هي البرتقالة, تعرفون, الأرض تدور, و بهذا الشكل.
    Biliyorum kafanız tüm bu şeylerden dolayı dönüyor. TED أعلم أن رؤوسكم تدور سريعا بسبب كل هذه الأمور.
    Kuvvetli rüzgar ve tufanlar ile konuşan kadın bizi üstünlüğe, yüksek bilinçliliğe geri fırlatıyor, o dönüyor ve dünya da dönüyor. TED تلك التي تتحدث لغة هبّات الريح والأعاصير، تعصف بنا صوب الأعالي، والوعي الراقي، تدور ويدور معها العالم.
    Sonuçta, hikayeler dönen semazenler gibiler, çember ötesi çemberler çizerler. TED في الختام, تدور القصص مثل الدراويش, لترسم دوائر تلو الدوائر.
    Yıldızın... etrafında dönen şeylerden. Diskin etrafında dönen güneş gibi. Open Subtitles الأشياء التي تدور حول النجم مثلما تدور الشمس حول القرص
    Jüpiter'in yüksek hızda dönüşü geniş bantlı ters yöne dönen bulutlarını yönetir. Open Subtitles دوران المشتري السريع يسوق حزمٍ ضخمة من السحب التي تدور بالاتجاه المضاد
    Nötron yıldızlarının öncüleri genelde döner. TED تدور عادة السلائف الضخمة للنجم النيوتروني.
    Sonrasında da Galileo'nun teleskobu Jüpiter'in uydularının, Jüpiter'in etrafında döndüğünü; Dünya'ya ise hiç aldırmadığını gördü. TED و من ثم إكتشف غاليليو عبر التلسكوب أن لكوكب المشتري أقماراً تدور حوله وتتجاهل تماما كوكب الأرض.
    Bir kalp ameliyatı planladığın dedikodusu dolaşıyor. Open Subtitles ثمة شائعة تدور حولك أنك تعتزم إجراء عملية جراحة قلب.
    Kara delikleri kafamda ilk canlandırdığımda bunun olay ufku olduğunu düşünüyorum, o şekil içinde dönüp duran çok fazla madde ve ışık var. TED حين فكرتُ مبدئيًا في الثقوب السوداء، تصورت أنها هي أفق الحدث، حيث الكثير من المادة والضوء تدور بسرعة على هذا الشكل.
    Hikaye bu adam hakkında, kızlara deli oluyor ama elbise giymeyi seviyor. Open Subtitles تدور عن ذلك الرجل، هو متيم بفتاة ما لكنه يحب إرتداء ملابسها
    Tam da o an çalıştığım makalenin Konusu ise teknolojinin yardımıyla hareketi öğretmenin yeni yollarını keşfetmekti. TED ورقة البحث التي كنت أعمل عليها تلك اللحظة بالضبط كانت تدور حول تطوير وسائل جديدة لتعليم الحركة باستخدام التقنية.
    Hey, hep dönerler biliyor musun? Open Subtitles مهلا، فإنها تدور دائما طريق عودتهم، هل تعلم؟
    Vatikan tarafından, dünyanın güneşin etrafında döndüğü yönündeki fikrini değiştirmeye zorlandıktan sonra bile ne dediği söylenir? TED حتى بعد إجباره من قبل الفاتيكان على إنكار أن الأرض تدور حول الشمس، أخلي سبيله، و ماذا شيع عنه أنه قد قال؟
    Uzun zaman önce şu an bulunduğumuz yer gibi mekanlar pusula ibresini çevirirdi. Open Subtitles قبل أمدٍ بعيد، كانت أماكن كالتي نقف فيها الآن تجعل إبر البوصلات تدور
    Burada olmazsam, çarkı çevirmeye ve kağıtları karmaya devam edin. Open Subtitles إذا لم أكن هنا ، فقط ابقوا العجلة تدور والصفقات
    Burada yalnızda dikey eksen üzerinde dönerek halkalar yarattığını görebilirsiniz. TED وهنا يمكنكم رؤية الصمامات تدور حول المحور الرأسي فقط، لتحدث دوائر
    Yalnızca Güneş dönmüyor güneş lekelerinin kendileri de Güneş yüzeyinde fırtına gibi fırıl fırıl dönebiliyor. Open Subtitles ليس فقط أن الشمس تدور بل أن البقع نفسها يمكن أن تدور كالأعاصير الحرارية على سطح الشمس
    Negatif elektrik yüklü küçük parçacıklar, elektronlar, daha büyük pozitif yüklü çekirdek etrafındaki bir yörüngede dönüyordu. Open Subtitles الإلكترونات ، الجسيمات الدقيقة جداً ذات الشحنة الكهربية السالبة تدور حول شيء دقيق ذو شحنة موجبة يدعى النواة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد