| O köpek kanımın tadını aldı ve bence çok sevdi. | Open Subtitles | ذلك الكلب تذوّق دمائي وأعتقد أنّ ذلك أعجبه. |
| Tuzlu suyun tadını aldı. Dalgaların gücünü hissetti. | Open Subtitles | تذوّق الماء المالح في فمه وشعر بقوّة الأمواج |
| Sabırsızlanıyorum. Bu kuru üzümlü kek. - Hardalın tadı ağzına geldi mi? | Open Subtitles | لا أستطيع الانتظار إنها كعكة الزبيب الكروية هل تستطيع تذوّق الخردل ؟ |
| Bir arkadaşın şarap tatma partisinde. | Open Subtitles | بحفل تذوّق نبيذ كان يقيمها أحد الأصدقاء |
| Gel kestiğimiz dünyalı yaratığın tadına bak. | Open Subtitles | تعال هُنا, و تذوّق اللّحم. لديّنا الوحش المذبوّح، مخلوّق الأرض. |
| Ama "Zaferin güzel nektarını tatmak istiyorum" demiştin. | Open Subtitles | -حقّاً؟ لكنّك قلتِ أنّك تريدين تذوّق طعم النصر، لأنّك واثقة أنّه كطعم الدم. |
| Ohio'ya şarap tatmaya gideceğimiz için artık giyinsen iyi olur. | Open Subtitles | من الأفضل ان تلبسي لحفلة تذوّق النبيذ اليوهاوية |
| -Hayır istemem. Benimkini denemek istiyorsan söylemen yeterli, kendininkini önermen gerekmez. | Open Subtitles | إن أردت تذوّق خاصتي، فليس عليك أن تعرضي عليّ خاصتك |
| Bu yüzden sabah şarap tadımına gelmedi. | Open Subtitles | لهذا السبب لمْ تكن في برنامج تذوّق النبيذ معكم هذا الصباح. |
| Endişeni tadabiliyorum. | Open Subtitles | أستطيع تذوّق فزعك |
| Çünkü kafein tadını alabiliyorum. | Open Subtitles | لأنّي أُقسم بأنّي أستطيع تذوّق الكافيين بها. |
| Vampir kanının tadını aldığında onu durdurmanın yolu yoktu. | Open Subtitles | حالما تذوّق دم مصّاص دماء، فما كان ليردعه رادع. |
| Bizim gibi avamlar gücün tadını bir aldı mı insan eti yemiş aslana döner. | Open Subtitles | إذا مُنحنا نحنُ.. عامّة الشعب، القليل من طعم السُّلطة، فسوف نكون مثل الأسد الذي تذوّق البشر. |
| Kötü tadı olan yiyecek kötü arkadaşlar anlamına gelir. | Open Subtitles | في الحقيقة، المذاق السيء يعني حليمات تذوّق سيئة |
| Kötü tadı olan yiyecek kötü arkadaşlar anlamına gelir. | Open Subtitles | في الحقيقة، المذاق السيء يعني حليمات تذوّق سيئة |
| Ağzıma sarımsak ve mantar tadı geliyor ve kendimi farklı hissettiren başka bir şey daha. | Open Subtitles | بإمكاني تذوّق الثوم والفطر. وشيء آخر يجعلني أشعر بإختلاف. |
| Napa'da şarap tatma gecesindeydim. | Open Subtitles | لقد كنتُ بحفل تذوّق النبيذ في "نابا" |
| Gerçekten Damon için mi endişeleniyorsun yoksa bebek maması tatma oyunundan kaçmak için bahane mi yaratıyorsun? | Open Subtitles | أأنت قلق حقًّا على (دايمُن)، أم تتخذه عذرًا للهرب من لعبة تذوّق طعام الأطفال؟ |
| Gel buraya. Şunların tadına bak. | Open Subtitles | تعال، تذوّق هاتين |
| Al, bir parça tadına bak. | Open Subtitles | هنا، تذوّق بعضاً من هذا |
| Herşeyi tatmak zorundasın. | Open Subtitles | عليك تذوّق كل شيء. |
| Altı tarafı şarap tatmaya gideceğiz. | Open Subtitles | نحن سنذهب إلى حفلة تذوّق نبيذ |
| Bu lezzetli meyveli dondurmayı denemek istemez miydin? | Open Subtitles | ألا تودّين تذوّق هذه البوظة اللذيذة ؟ |
| Devamındaysa, şarap tadımına gittik, beraber masaj yaptırdık ve hafif bir bacak omzayla bitirdik. | Open Subtitles | بما فيها تذوّق النبيذ في حانة قريبي (فينو)، مع بعض التدليك، و أمور شبابيّة. |
| Kaderini tadabiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني تذوّق قَدَركِ |