Ama mirası devam ediyor. Mahalleli garip sesler, perdelerin gerisinde hareketler bildiriyorlar. | Open Subtitles | ولكن تراثه يستمر ويورد السكان المحليون سماعهم لضجة غريبة ورؤيتهم لتحركات خلف الستائر |
İnsan vücudunun nasıl çalıştığını anlamaya çalışmak ve bulgularını yazmak hayatının tutkusu ve mirası olmuştu. | Open Subtitles | محاولاته لأن يفهم كيفية عمل جسم الإنسان و تدوين معرفته هذه،كان شغفه و تراثه |
Babamın senin için zenginleştirdiği uranyum tek mirası. | Open Subtitles | اليورانيوم الذي خصبه والدي من اجلك هو تراثه الوحيد |
Gelme sebebim kocanızın öğrencilerin mirasını inceleyebilecekleri bir arşive ihtiyaç duyuyor olmaları. | Open Subtitles | أتيت هنا لأن زوجك يستحق أرشيفاً يدرس الطلاب من خلاله تراثه الفكري |
Onu sadece mahvetmekle kalmayacağım bütün mirasını da yok edeceğim. | Open Subtitles | أنا لن أحطمه فقط أنا سوف أقضى على تراثه تماما |
Babam bir miras bırakmak istedi ve ben tek çocuğum. | Open Subtitles | أراد والدي أن ينقل تراثه و أنا مجرد طفلة صغيرة |
Lanet mirasına o kadar kapılmıştı ki batacaktık. | Open Subtitles | كان مُنشغلاً بشأن تراثه اللعين ، كُنا سنُفلس |
En azından bu mirası muhafaza edebiliyoruz. | Open Subtitles | وأقل شيئ يجب فعله هو أن نحافظ على تراثه. |
Babamın benim hakkımdaki beklentileri çok büyüktü ama ben onun mirası için artık sorumlu tutulamam. | Open Subtitles | .. ابي توقع الكثير مني لكن انا لا استطيع أن اكون مسؤولاً عن تراثه بعد الآن |
mirası her şeyi anlatıyor: 40 yıl süren iç istikrar, Roma sınırlarını her yönde genişleten profesyonel bir ordu ve sivil erdem için bir model olmasıyla hatırlanan bir hükûmet. | TED | تراثه يتحدث عن نفسه: 40 عاماً من الاستقرار الداخلي، جيش محترف وسّع حدود روما في كل الاتجاهات، وحكومة لا تزال تُذكر كنموذج للفضيلة المدنية. |
Babam artık yok. Onun bıraktığı mirası devam ettirmeliyiz. | Open Subtitles | أنظر , أبي مات الآن و علينا حمل تراثه |
Ve bu akşam, onun cesur mirası yeniden hayat buluyor. | Open Subtitles | والى الان تراثه الشجاع يعتاش عليه |
Belki katiller babamın canını aldılar ancak bıraktığı mirası alamayacaklar. | Open Subtitles | قتلته لربما أخذوا حياة أبي... ... لكنما هم لا يستطيعونالأخذ تراثه. |
Tek umursadıkları şey Wellington mirası. | Open Subtitles | إنّ كلّ ما يهتمّ به هُو تراثه. |
- Bak, babam artık yok onun mirasını devam ettirmeliyiz. | Open Subtitles | أنظر , والدنا مات و علينا الحفاظ على تراثه |
Onun mirasını devam ettirmeli ve bu o.çocuklarından öldürebildiğimiz kadar öldürmeliyiz. | Open Subtitles | و علينا حمل تراثه و هذا يعني قتل أكثر عدد من هؤلاء الملاعين في استطاعتنا |
Bunu, İsa'nın bizzat kendisi kutsal mirasını on iki erkeğe emanet ettiğinde biliyordu. | Open Subtitles | يسوع ذاته علِم هذا عندما ائتمن تراثه المقدّس لإثنا عشر رجلاً |
Böylece onun mirasını ve onu yaşatırsın. | Open Subtitles | حافظي على تراثه حياً، وتحافظين عليه حياً. |
William sana birçok insanın hayal bile edemeyeceği kadar para bıraktı, sense bunu kaybedince onun mirasını satıp, karını alıp çekiliyorsun. | Open Subtitles | من مما قد يحلم به اي شخص .. وعندنا خسرتي ذلك بعتي تراثه .. وذلك من اجل ربحك الخاص .. |
Onun maskelerini takmışlar. Onun mirasını yeniden oluşturmak için çalışıyorlar. | Open Subtitles | لقد كانوا يرتدون وجهه، كانوا يُحاولون إحياء تراثه. |
Bize bıraktığı miras bu olmalıydı. | Open Subtitles | كان هذا من المفترض أن يكون تراثه ، أتفهم؟ |