Burada gördüğün darplar ancak çok dik bir yerden düşünce olur. | Open Subtitles | ما تراه هنا هو تسطيح و توسيع للجسم الذي ممكن حدوثه فقط بتأثير سقوط شاهق |
Burada gördüğün her şeyi satın alabilirsin evlat ama şimdi al çünkü iki dakika içinde dükkanın kapısını kilitleyeceğim. | Open Subtitles | مرحب بك شراء أي شيء تراه هنا بني لكن افعلها حالاَ لأنني أرتب لإقفال هذا الباب خلال دقيقتين |
Burada gördüğün askerlerden yüzlercesi öldü. | Open Subtitles | كل جندي تراه هنا كان يوماً مائة |
Burada gördüğünüz prototip tek bir yolcu ve valiz taşımak üzere tasarlandı. | TED | النموذج الأوليّ الذي تراه هنا تمّ تصميمه لحمل راكب واحد مع أمتعته. |
Acaba geminizin yük ambarı... burada gördüklerinin büyük bir parçasını taşıyabilir mi? | Open Subtitles | ...هل عنبر شحن سفينتك ...يستوعب كمية كبيرة مما تراه هنا ؟ |
ve burada x ekseni üzerinde iki, üç, dört, beş, altı aylık ve dokuz ve 24 aylığa kadar olan aralığı görüyorsunuz | TED | وما تراه هنا على محور السينات هو أطفال بسن شهرين, ثلاثة, أربعة, خمسة, ستة وتسعة, إلى حوالي سن الأربعة وعشرين شهرا, |
Burada gördüğün değil gerçek Hindistan'ı. | Open Subtitles | ليس ما تراه هنا و لكن الهند الحقيقية |
Ama sen... Burada gördüğün şeyi hatırla. | Open Subtitles | أما أنت.. تذكر ما سوف تراه هنا |
Bir gün Lupo Burada gördüğün her şey Roma'nın kuralları altında olacak. | Open Subtitles | يومًا ما يا (لوبو)، كل ما تراه هنا سيقع تحت سيطرة (روما) |
Burada gördüğün her şey genelde nedir? | Open Subtitles | ما الذي تراه هنا يناسب حالتك؟ |
Ama bak işte Ray, bugün Burada gördüğün şey enerji sağlamak için gerekli olan şeydir. | Open Subtitles | لكن أنظر لما تراه هنا يا (راي) هذا النظام لايخسر أية جزء من الطاقة المنتجة يتحمل الضغط وقدر تحمل الضغط غير محدودة |
Joseph, Burada gördüğün şey... | Open Subtitles | (جوزيف)، ما تراه هنا هو كاميرا أميركية بعدسة أحادية الموجه |
Burada gördüğün her şey benim. | Open Subtitles | كل ما تراه هنا ملك لي |
Clark, Burada gördüğün her şey hükümet bilgisayarının yarattığı şeyler. | Open Subtitles | (كلارك)، كلّما تراه هنا من صنع حاسوب حكوميّ |
Ve burada gördüğünüz şekilde sonuçlanır, bir rasyonalite sonucu olduğunu düşünmeyeceğiniz bir biçimde. | TED | وتقوم بـاستنتاج الشيء الذى تراه هنا والذي لن تتوقع أن يكون نتيجة للمنطق |
Size şunu söyleyebilirim ki burada gördüğünüz bu ayrım sadece bizim 5 dakikalık deneyimiz esnasında olmuyor. | TED | حسنا, أستطيع أن أقول لك أن هذا الاختلاف الذي تراه هنا لا يحدث فقط في تجربتنا ذات الخمس دقائق. |
Burada gördüğünüz şey Steve'in deri rengindeki ufak değişikliklerin görünür olması için 100 kat büyütülmüş hâlidir. | TED | ما تراه هنا هو تغييرات صغيرة في لون جلد ستيف، مكبرة 100 مرة بحيث تكون مرئية. |
Göreceğin her şey burada gördüklerinin bir sonucudur. | Open Subtitles | كل ما سيتبع هو نتيجه لما تراه هنا |
burada gördüklerinin hepsi, bana ait. | Open Subtitles | كلّ شيء تراه هنا ملك لي |
Arkamda görüyorsunuz, şu aşamada polis ve itfaiye... bir açıklama yapmıyor. | Open Subtitles | ربما تراه هنا تحرك بالخلف. الشرطة والمطافى لا تصرح بالكثير |