Henüz onu suç ile bağlayan adli bir ipucu yok. | Open Subtitles | وإلى الآن لا يوجد أي دليل جنائي تربطه بالجريمه. |
Bir dakika, onu canavar ölümlerine bağlayan bir kanıt var mı? | Open Subtitles | مع الادلة التي تربطه بجميع عمليات مقتل الوحوش مهلاً، هل هناك أدلة تربطه بجرائم القتل؟ |
Bugünkü saldırıların arkasındaki teröristlerle bağlantısı olduğuna dair elimizde kanıt var. | Open Subtitles | لدينا أدلة تربطه بالإرهابيين الذين تسببوا في هجمات اليوم |
Babam, elinin altında şirket içinde hiçbir bağlantısı veya arkadaşı olmayan birinin olmasından memnundu. | Open Subtitles | لقد أحبّ والدي أن يكون لديه شخصاً متاحاً لا تربطه علاقات أو صداقات داخل الشركة |
Bu yüzden lütfen bundan sonra televizyonuna bağlama. | Open Subtitles | لذا رجاء، لا تربطه بتلفزيونك من الآن فصاعدا |
Biliyorum, gözünüzde dünyada bedava konsere gidecek son kişi olduğumu biliyorum fakat inanın bana, oğlumu hayata bağlayacak başka bir şarkı olduğu tüyosunu alsam, yapardım. | Open Subtitles | أنا أعلم بأني آخر رجل تربطه بسفرة مجانية و .. صدقني .. |
Fakat bu arama kesinlikle onu, Marwan ve füzeyle ilişkilendiriyor. | Open Subtitles | ولكن هذه المكالمة لابد وأنها تربطه بـ(مروان) والصاروخ. |
Seni onunla bağlayan detaylı bir mali tablo göğsüne sabitlenmiş. | Open Subtitles | قائمة مالية مُفصلة تربطه بك كانت مُثبتة على صدره |
Muhtemel görgü tanıklarını bu işe bulaştırmaktan ve onu adama ve cinayetlere bağlayan bir iz bırakmaktansa, arabasından vazgeçmek ve bir şey bilmediğini iddia etmek, ona bir çıkar yol veriyor. | Open Subtitles | أو كان يفكر واقفاً على قدميه بدلا من أن تنطوي على شهود محتملين وترك ورقة وراءه تربطه بالجريمة تخلي عن سيارته وإدعاء الجهل يعطيه المخرج |
Ducky, onu cinayete bağlayan bir fiziki kanıt bulamadı. | Open Subtitles | داكي " لم يجد " أي أدلة صلبة تربطه بالجريمة |
Adamı, bir yolla herhangi bir Lara'ya bağlayan ne bir özel mesaj ne bir e-mail ne de bir tarayıcı araması var. | Open Subtitles | لا رسائل فورية، ولا رسائل بريد إلكتروني ولا أبحاث مُتصفح الإنترنت تربطه بأيّ شكل من الأشكال، أو الصُور بـ(لارا). |
Juliet'e, Bakersfield'in dışındaki bir otelde doğumgünü sürprizi vermeye çalışırken, kendisini kalorifere bağlayan halatı Romeo ısırarak koparmaya çalıştı mı? | Open Subtitles | (حقاً؟ هل قام (روميو بمضغ الحبال التي تربطه بالمدفأة (في فندق خارج (بيكرسفيلد * مدينة جنوب كاليفورنيا* |
Javier ile en ufak bir bağlantısı olan biri bile varsa onu bulun. | Open Subtitles | جدا أي شخص تربطه علاقة من بعيد مع خافيير أكوستا. |
Oswald, Başkanın cinayetiyle her hangi bir bağlantısı olup olmadığını görmek için sorgulanıyor. | Open Subtitles | "يتم إستجواب (أوزوولد) أيضًا، لنرى إن كانت هنالك أي علاقة تربطه بإغتيال الرئيس" |
Fargo'daki bu organize suç işiyle sözde bir bağlantısı olduğunu düşündük hep. | Open Subtitles | ودائمًا ما اعتقدنا أنه تربطه علاقات مزعومة مع منظمات إجرامية "هذه العملية خارج "فارجو |
Biraz zaman verin, RIPLEY dünyanın yarısındaki insanları bu şeye bağlama çalışıyor. | Open Subtitles | يعطي الوقت الكافي .. وريبيلي سوف تربطه نصف لعنات الأرض من هذا الشيء |
Yemeğini ve suyunu ver. Ama sakın bağlama. | Open Subtitles | حافظ على طعامه وشرابه ولا تربطه أبداً. |
Çok sıkı bağlama. | Open Subtitles | لا تربطه قريبآ جدآ |
Diğer cinayete bağlayacak bir kanıt olmadan da-- | Open Subtitles | ومن دون أدلة أخرى تربطه بجرائم القتل الأخرى... |
Tüm bu nakit ödemeler, "Gel babana" Amcamızın arkasında kendisini Sophie'nin yaptığı herhangi bir şeye bağlayacak bir kağıt bırakmak istemediğini gösteriyor. | Open Subtitles | النقد يعني أن العم العجوز العشيق (لم يرد أن ورقة تربطه بـ(صوفي |
Onu UK Remicon'la %100 ilişkilendiriyor. | Open Subtitles | إنها تربطه بنسبة 100% بـ ريميكون) للمملكة المتحدة) |
Parmak izi eşleşmesi onu, Kim Foster'ın cinayeti ile ilişkilendiriyor. | Open Subtitles | البصمة الجزئيّة تربطه بقتل (كيم فوستر) |