50 yıldır, yapmayı hiç istemediği babasını öldüren bu işi yapıyor. | Open Subtitles | خمسون سنة في عملٍ لم ترده قط عمل بسببه قُتل أباها |
50 yıldır, yapmayı hiç istemediği babasını öldüren bu işi yapıyor. | Open Subtitles | خمسون سنة في عملٍ لم ترده قط عمل بسببه قُتل أباها |
Ah, Katil Timsah. Dediklerine göre, annesi onu istemediği için lağıma atmış. | Open Subtitles | (التمساح القاتل), يقولون إنه أمه لم ترده فعاش في المجارير |
Andy için endişeleniyormuş gibi davranmaktan vazgeç. Sen onu burada hiç istemedin. | Open Subtitles | كفاك تظاهرا بقلقك على آندي، أنت لم ترده هنا منذ البداية. |
-Hiç öyle bir şansın olsun istemedin. | Open Subtitles | لم ترده أبداً وما أدراكِ ؟ |
Dur tahmin edeyim bu şekilde senin istemediğin bir şeyi yaptı ve bu seni kızdırdı. | Open Subtitles | و دعني أخمن وخلال فعل ذلك, لقد فعل شيئًا لم ترده أنت وقد أغضبك هذا كثيرًا |
İstemediğin bir şeyi ya da saklaman gereken bir şeyi. | Open Subtitles | شيء لم ترده أو شيء وجب عليك الاحتفاظ به |
Giymek istemediği güzel yaz elbisesi mi? | Open Subtitles | فستان صيفي لطيف لم ترده ؟ |
Sen onu istemedin, ben istemedim ama o burada. | Open Subtitles | لم ترده ولم ارده لكنه هنا |
Beni görmesini niye istemedin? | Open Subtitles | كيف لم ترده أن يراني |
Belki sen istemediğin için işe yaramamıştır. | Open Subtitles | ربما لم ينجح لأنك لم ترده حقًا أن ينجح |
Belki sen istemediğin için işe yaramamıştır. | Open Subtitles | ربما لم ينجح لأنك لم ترده حقًا أن ينجح |