köprücük kemiğim kırıldı. Neyse, en azından patronum beni dinler artık. | Open Subtitles | على الاقل رئيسي سيستمع الى الان بعد ان كسرت عظم ترقوتي |
Ben de daha önce hiç köprücük kemiğimin altında bir delikle gezmemiştim. | Open Subtitles | و أنا لم اضطر يوماً للمشي بالأنحاء مع وجود حفرة في ترقوتي |
Üç kaburga kemiğimi, köprücük kemiğimi ve bu elimin tüm parmaklarını kırdılar. | Open Subtitles | كسروا ثلاثة من أضلاعي عظم ترقوتي كُل أصابع هذه اليد |
Beş yaşındayken Noel'de çok kötü bir şey oldu ve bana öyle kızdı ki köprücük kemiğimi kırdı. | Open Subtitles | عندما كنت بالخامسة من عمري، يوم الكريسمس قام... هذا الأمر بأكمله حدث... عندما إستشاط غضباً عليّ، وكسر عظم ترقوتي. |
köprücük kemiğimi, bacağımı ve üç kaburgamı kırdım. | Open Subtitles | كسرتُ ترقوتي وساقي وثلاثة ضلوع |
Arabanın kapı camından kırılan bir parça köprücük kemiğime denk geldi. | Open Subtitles | ،هنا بالظبط في ترقوتي دخلت لي قطعة من الزجاج الذي يخص باب السيارة ...أرادت أن تدخل بعمق |
Jeet kune do. köprücük kemiğimi üç yerden kırdım. | Open Subtitles | جيد، "الجيت كون دو"، كسرت ترقوتي في ثلاثة أماكن. |
köprücük kemiğim iyi görünüyor mu? | Open Subtitles | هل تبدو لك عظمة ترقوتي بحالٍ جيدّة ؟ |
Bir futbol maçında köprücük kemiğimi sakatlamıştım. | Open Subtitles | كسرت عظم ترقوتي في مباراة كرة قدم، |
köprücük kemiğimden aşağısını hissedemiyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني الشعور بشيء تحت ترقوتي |
Ah, köprücük kemiğim. | Open Subtitles | اوه, عظم ترقوتي. |
Dürüst olmak gerekirse, köprücük kemiğim kırıldı. | Open Subtitles | في الحقيقة ترقوتي مكسورة |
Çocukken bunlardan birinden düşüp köprücük kemiğimi kırmıştım. | Open Subtitles | وكسرت ترقوتي |