Yeni oda da bıraktığım bazı malzemeleri almak için geldim. | Open Subtitles | أنا هنا لآخذ بعض الأدوات التي تركتُها داخل الغرفة الجديدة |
Yoksa geminde bıraktığım küçük hediyeyi görmedin mi? | Open Subtitles | أمْ أنّكَ لمْ تلاحظ الهديّة الصغيرة التي تركتُها لك في مخزن سفينتك؟ |
bıraktığım zaman iç çamaşırı yoktu! 50,000 dolar nakit para vardı! | Open Subtitles | لم تكن ملابس داخليّة حينما تركتُها! |
Ellerimden kaçmasına izin verdim. | Open Subtitles | تركتُها تضيع منّي. |
Düşmesine izin verdim. | Open Subtitles | لهذا تركتُها تسقط. |
Benim hatamdı çünkü koşup çıktım. Onu yalnız bıraktım. | Open Subtitles | قلتُ أنه مهما حدثَ لها فهو خطئي لأنني تركتُها وحدها |
Howard, tezgahın üzerine bıraktığım çikolataya ne oldu? | Open Subtitles | (هاوارد)، أين قطع بسكويت (الأوريو) التي تركتُها على الطاولة |
bıraktığım gibi duruyorlar. | Open Subtitles | كما تركتُها تماماً. |
Ölmesine izin verdim. | Open Subtitles | تركتُها تموت. |
Ben de huzur içinde dua etsin diye yalnız bıraktım. Sonra uzun kahverengi saçlı ve gözlüklü adam geldi. | Open Subtitles | لذا تركتُها لتدعُ في سلام، وثمّ ظهر ذاك الرجل... |