Yani ölüme bıraktıkları tek kişi sensin, öyle mi? | Open Subtitles | إذا أنت الرجل الذى تركوه ليموت, أليس كذك؟ |
Bu defa, ufak tefek şeylerle yetinmeyeceğiz Mekke' de bıraktıkları ne varsa el koyacağız. | Open Subtitles | هذه المرة لن يكون هناك أى أسف سوف نأخذ كل شىء له قيمة تركوه فى مكة |
Birşey saklamadığından emin olunca serbest bıraktılar. | Open Subtitles | عندما تأكدوا انه لا يعرف شيئاً تركوه يذهب |
Yeşil küçük küreler onu taradıktan sonra onu bir süreliğine bıraktılar. | Open Subtitles | يقول بعدما توقفت الأجسام الخضراء الكرويه من فحصه تركوه وحيداً لفتره طويله |
Hırsızların dün gece adama saldırmış ve şehrin bir kenarında bırakmışlar. | Open Subtitles | لصوصك قفزوا عليه الليلة الماضية و تركوه ليموت في ساحة البلدة |
Bu da yeteri kadar kan kaybetmesi için onu uzun süre bilinçsiz bırakmış. | Open Subtitles | يمكن لقد تركوه فاقدا للوعي طويلة بما فيه الكفاية لنزيف. |
Sonra onu ormanda ölüme terk ettiler. Yapraklar yaranın üstüne geldi ve yara kendi kendine iyileşti. | Open Subtitles | لقد تركوه ليموت في الغابة الأوراق غطت الجرح وشفته |
Dilenci gibi görünen bir adam parayı aldı ve bunu bıraktı. | Open Subtitles | رجل يبدو كالمشرد أخذ المال وكل ما تركوه ليّ هو هذا |
Size Andy'nin iyi dövüştüğünü ve kızkardeşlerin onu bıraktıklarını söyleyebilmeyi isterdim. | Open Subtitles | أتمنى أن أقول أندى استطاع منعهم و أن الأخوات تركوه |
Tarihin en parlak zekalı gruplarından biriyiz çünkü arkalarında, bulmamız için bıraktıkları şeyi buldun ve anlamını çözdün. | Open Subtitles | نحن بصحبة بعض أذكى العقول في التاريخ، لأنك وجدت ما تركوه لنا لنجده وفهمت معناه. |
Tarihin en parlak zekalı gruplarından biriyiz çünkü arkalarında, bulmamız için bıraktıkları şeyi buldun ve anlamını çözdün. | Open Subtitles | نحن في شركة لبعض أعظم العقول على مدى التاريخ بسبب أنك وجدت ما تركوه لنا لنجده وفهم المعنى منه |
Dışarı çıktıklarında, bıraktıkları dünyadan çok daha farklı bir dünya bulurlardı. | Open Subtitles | عندما يخرجون سيجدون عالماً مختلفاً تماماً عن العالم الذى تركوه |
Eski insanların bize bıraktıkları eserlerden etkilenmemek imkansız. | Open Subtitles | أنا مفتون ما بالمجتماعات وما تركوه خلفهم لكن كما تعلم هذا خطر جداً |
Dünya artık burayı istemediği için burayı bana bıraktılar. | Open Subtitles | والناس ماعادوا يريدونه، لذا فقد تركوه لي |
Sanırım onunla kendimi öldüremeyeceğimi anlayınca bıraktılar. | Open Subtitles | أظن أنهم تركوه هنا عندما ظنوا أني لن أقتل نفسي به |
Truman'ın ailesi onu küçük yaşta terketti kasabadaki yaşlılarla beraber bıraktılar onu. | Open Subtitles | كلا والديه هجروه وهو صغير ... تركوه مع ناس غرباء فى مدينته |
Onu çölün ortasında elinde bira ile bırakmışlar. | Open Subtitles | تركوه في الصحراء مع علبة عرق سوس. الرجل محظوظ لكونه حيّ. |
Geyiğin ailesi işe gittiğinde bana bakması için geyiği ormanda bırakmışlar gibi yapardım. | Open Subtitles | كنت أتخيل أن والدين هذا الغزال تركوه في الغابة ليحدق إلي بينما هم في العمل |
Bul onu! Kaza yerine dön. Geride ne bırakmışlar bak. | Open Subtitles | عُـد إلى موقع التحطم، لنرَ ما تركوه وراءهم. |
Green Arrow ve sevgili kanunsuzlar çetesi bizim için Anti Suç'a hediye olarak bırakmış. | Open Subtitles | تركوه كهدية مغلفة للوحدة المضادة للجريمة. |
Teager adlı bir gerilla eve onu Vietnam'da terk eden adamları öldürmek için gelmiş olabilir. | Open Subtitles | أسير حرب باسم تيجر, يمكن أنه رجع للبيت وينفذ أحكاماً بالإعدام.. ضد الرجال الذين تركوه بفيتنام. |
Önceki sahibi bayağı hızlı evden ayrıldı, piyona da özel taşıma gerektirince pek tabii geride bıraktı. | Open Subtitles | الملّاك السابقين غادروا بسرعة جداً إلا أن البيانو تطلب عمّال نقل خاصّين لذا تركوه خلفهم |
İK kışkırtmasından dolayı sorgulandılar ama hiçbir şey olmadan çekip gittiler. | Open Subtitles | لقد تمّ إستجوابه في قضيّة الموارد البشريّة، لكنّهم تركوه يرحل. |
Ölmemen mucize, dediler ve gitmesine izin verdiler. | Open Subtitles | وقالوا إنها معجزة أنه لم يمت و تركوه يذهب |
Belki de gitmesine izin vermişlerdir. | Open Subtitles | ربما تركوه للتو |