Hayır oğlum. Al onu yerden ve çöpe at. | Open Subtitles | بني ، لا ترميها هنا بل ارميها في سلة القمامة |
Ver bana. atmak için artık çok geç. | Open Subtitles | اعطني هذه مازال بها الكثير حتي ترميها |
Bunu sevdim, harika bir şey. Sen bana atıyorsun, ben de sana geri atıyorum. | Open Subtitles | انها تعجبني , انها رائعه انت ترميها لي و انا ارميها لك |
Veya onları bir poşete koyup çöpe atarsın. | Open Subtitles | التي تتعفن في الثلاجة وترمى أو يمكنك أن ترميها في قدر وتعد منها حساءً |
İnanılmaz bir yeteneğin var ancak, gözünü kırpmadan tuvalete atıp, üstüne de sifonu çekiyorsun. | Open Subtitles | لديك هذه الموهبة المذهلة, وأنت ترميها في المرحاض وحسب |
Şimdi onu istediğiniz yere atın ki rastgele birini seçebilelim. | TED | حبذا لو ترميها في أي اتجاه بحيث تذهب لأحد آخر لا على التعيين |
Ona göz kulak olmanı söyledim, tehlikeye atmanı değil. | Open Subtitles | لقد اخبرتك ان تعتنى بها لا ان ترميها فى الخطر |
Belki de, eskiden soğuk bir tip olduğundandır ya da gerçekten alaycı biri olduğun içindir ve ya sürekli şaka yaptığındandır ya da üstündekileri çıkarıp koltuğun üstüne attığın içindir. | Open Subtitles | ربما لأنك كنت لا تبدي اهتماماً بالآخرين أو لأنك متهكم أو لأنك تمزح طوال الوقت و لأنك تأخذ ثيابكك و ترميها على الأريكة |
Ona oyuncak muammelesi yapıp bir kenara atamazsın. | Open Subtitles | أتعلم ماذا؟ لاتستطيع ان تعاملها كلعبه ثم ترميها جانباً |
Camdan dışarı atabilirsin. Camdan dışarı bunu nasıl atıyorlar ki? | Open Subtitles | يمكنك فقط ان ترميها من خلال النافذة |
Sen fırlatırsın, onlar peşinden koşarlar. | Open Subtitles | أنت ترميها,وهم يلحقون بها |
Suya kaç taş atarsan at... | Open Subtitles | ... لا يهم عدد الحصوات التي ترميها في البحر |
at... Doğru düzgün at. | Open Subtitles | ارميها, عليك أن ترميها بشكل صحيح. |
Bunu bilmiyordunuz, fakat daire seçiminiz "parayı at" kare seçiminiz ise "parayı atma" anlamına gelmekteydi. | TED | أنتم لا تعرفون هذا ولكن اختياركم للدائرة يعني "رمي العملة المعدنية في الهواء،" وكان إختياركم للمربع "لا ترميها في الهواء." |
- çöpe atmak zorunda değildin. | Open Subtitles | -ما كان عليك أن ترميها |
- Buraya atmak ister misin? - Evet. | Open Subtitles | -أتود ان ترميها هنا؟ |
Biraz remi oynayıp, arkasından da içine sütyen giymediği her zaman üzerinde olan kırmızı elbisesinin düğmelerini çözüp yatağa mı atıyorsun? | Open Subtitles | تلعب الورق قليلا ثم تنزع عنها ذلك الفستان الأحمر الذي ترتديه دائما بدون أي صدرية تحته، ثم ترميها فوق الفراش؟ |
Sonra biraz daha remi oynayıp yine onu yatağa mı atıyorsun? | Open Subtitles | ثم مزيدا من اللعب، ثم ترميها فوق الفراش مجددا؟ |
Gizliliğe verdiği önemi göz önüne alırsak atıp kurtulmuş olamaz. | Open Subtitles | إعطاها شواغل للخصوصية إنّها لن ترميها بعيداً |
Yılan derisini hazırlayın, ben büyüyü okuduktan sonra, içine atın. | Open Subtitles | جهّز جلد الأفعى و بعد أن أفول التعويذة بعدها ترميها عليها |
Tamam şimdi, bunu olabildiğince sert bir şekilde yere atmanı istiyorum, anladın mı? | Open Subtitles | أريدك أن ترميها بأكبر قوة لديك الآن، أفهمت؟ |
Düşün bir, Sokakta duruyorsun, bir sigara yakıyorsun, bitince nasıl atarsın? | Open Subtitles | كيف تفعل هذا؟ ترميها على الارض تقف عليها و تدهسها |
Blair'in sana sürekli attığı seninse onu sürekli geri attığın şeyi aldım. | Open Subtitles | نعم يانيثانيل اخذت بلير عندما كنت انت ترميها |
Onları öyle dışarıya atamazsın. | Open Subtitles | فلا يمكنك، كما تعلم، أن ترميها وحسب |
İstemiyorsan atabilirsin. | Open Subtitles | إذا لا تريدها يمكنك أن ترميها |
- Sonra oraya fırlatırsın. | Open Subtitles | ثم ترميها هناك. |