Trondheim'de bir benzinlikte alınacak fiş, yeterli olacaktır. | Open Subtitles | إيصال من محطة وقود تروندهايم هو دليل كاف |
Trondheim'e gidip Olav Tryggvason heykelinin oraya iniş yapalım. | Open Subtitles | حلق الى تروندهايم و انزل على تمثال اولاف تريغفاسون |
1944'te Norveç, Trondheim'da doğdum. | Open Subtitles | ولدت في "النرويج" عام 1944 في "تروندهايم" |
Trondheim'a yürüşleri hakkında şarkılar söyleyecekler. | Open Subtitles | سوف يغنون الأغاني حوال الذين ذهبوا إلى "تروندهايم". |
Olumsuz. Araçlar Trondheim'in kuzeyinde görüldü. | Open Subtitles | لم يلحظ اي سياره في شمال تروندهايم |
Trondheim'dayken. | Open Subtitles | عندما كنتُ في "تروندهايم" حينها. |
Strunk, Trondheim'da bir savaş mezarlığına gömüldü. | Open Subtitles | دُفن (ستروك) في مقابر الحرب في (تروندهايم) |
O Trondheim'da olacak Henge Taşları'nda. | Open Subtitles | سيكون في "تروندهايم" عند "هينج ستونز". |
İkimiz de vitesli süremiyorduk süremiyorduk ki bunun da etkili olduğundan eminim ama işte, Trondheim, Norveç'te mahsur kalmıştık. | Open Subtitles | لا أحد منا يسوق سيارة بعصا والتي متأكد بأنه كان عامل أساسي لكنهانحنُذاإنقطعبناالسبيل في(تروندهايم) |
Müttefik kuvvetleri, verilen emirlerdeki karmaşaya rağmen Andalsnes ve Namsos'dan yapılan çıkarmalarla Trondheim'ı ele geçirdiler. | Open Subtitles | حتى أهداف الحمله كانت مشوشه ( مدينة ( تروندهايم ) الواقعه فى منتصف ( النرويج كان يُمكن الأستيلاء عليها بهجوم ( كماشه ) = مزدوج |
Drew Davenport ve Smith İngiltere'ye döndükten birkaç gün sonra Trondheim görevine gönderildiler. | Open Subtitles | بعدأياممن عودتهلإنجلترا... قام (دافينبورت) و (سميث) بمهمة ... فوق (تروندهايم) |
Trondheim. | Open Subtitles | "تروندهايم" |
- Trondheim. | Open Subtitles | - تروندهايم |