Bunu görüyor musun? | Open Subtitles | أنا أراها , أنا أراها , هل ترى هذا ؟ |
Bunu görüyor musun? | Open Subtitles | هل ترى هذا ؟ .. |
Birkaç yıl önce, bir arkadaşım bana bir email attı bir YouTube linki, ve "Bunu görmen lazım." | TED | حسنا قبل بعض السنين صديق لي ارسل لي رابط,رابط لموقع يوتيوب و قال: يجب ان ترى هذا |
Şunu görüyor musun? Şu işaretler zayıf noktaları gösteriyor. | Open Subtitles | هل ترى هذا , هذه العلامات تريك النقاط الضعيفة |
Jenny, etleri çeviriyorum. Sanırım bunu görmek istersin. | Open Subtitles | جيني،أنا الآن أحولها هنا سوف تريدين أن ترى هذا. |
Bunu gördün mü? Şimdi yazdım dediğim gibi "Bu kadar çabuk bu şeyi yazabiliyorum" | Open Subtitles | هل ترى هذا أكتب بسرعة على هذا الشيء |
Hadi gel, Bunu görmeni istiyorum, böylece neyi iple çekeceğini anlayabilirsin. | Open Subtitles | تعال، أريدك أن ترى هذا لكي تعرف ما تتطلع إليه |
Bunu görmeniz gerektiğini düşündüm. Biri onu içeride buldu. Eşya topluyorlardı. | Open Subtitles | فكرت أنه ربما يجب أن ترى هذا وجدناه في الداخل، يجمعون الٔأمتعة |
Şunu gördün mü. | Open Subtitles | لابد أن ترى هذا |
- Uh, Jack, Bunu görüyor musun? | Open Subtitles | جاك ، هل ترى هذا ؟ |
Bunu görüyor musun? | Open Subtitles | هل ترى هذا ؟ هذا فيلم |
Bunu görüyor musun, Dane? | Open Subtitles | هل تستطيع أن ترى هذا يا دان؟ |
Bunu görüyor musun, dostum? | Open Subtitles | هل يمكنك ان ترى هذا يا رجل؟ |
Blair'in şeytani inine girmeden önce Bunu görmen gerek dediğimde bana güven. | Open Subtitles | ثق بي عندما اقول انك ستريد ان ترى هذا قبل ان تدخل قصر بلير الشريرة انه عمل جماعي يافينسا |
Havuzun yanındayım. Bunu görmen gerek. | Open Subtitles | أنا في الخارج عندَ البركة يجب ان ترى هذا |
Doktor, biliyorum müsait değildin ama Bunu görmen gerek. | Open Subtitles | أعلم أنّك طلبت إستراحة قصيرة، ولكن عليَك أن ترى هذا. |
Şunu görüyor musun? Şu işaretler zayıf noktaları gösteriyor. | Open Subtitles | هل ترى هذا , هذه العلامات تريك النقاط الضعيفة |
- Harrington, Şunu görüyor musun? - Evet, çok fena geliyor. | Open Subtitles | هارينغتون " هل ترى هذا ؟ " - أجل إنه الوحش - |
İlk kan testinin sonucunu aldık. bunu görmek isteyeceksin. | Open Subtitles | وصلتنا نتائج أول اختبار للدم يجب أن ترى هذا |
Şef, Bunu gördün mü? | Open Subtitles | شيف , هل ترى هذا ؟ |
Seni bekliyordum teğmen. Bunu görmeni istedim. | Open Subtitles | لقد كنت أنتظرك حضرة الضابط أردتك أن ترى هذا |
Polis arabasının yanındayım. Bunu görmeniz lazım. | Open Subtitles | أنا بالخلف عند سيّارة الشرطة يجب أن ترى هذا |
Bundan şüpheliyim. Şunu gördün mü? | Open Subtitles | أشك بذلك هل ترى هذا ؟ |
Sanırım bunu görmelisin. Az önce faksla geldi. | Open Subtitles | سيدي أعتقد أنك يجب أن ترى هذا لقد أتى للتو على الفاكس |
Doldurulmuş hayvanlarından kurtulmalıydın, Anlamıyor musun? | Open Subtitles | كان لا بد لك من ان تتخلص من حيواناتك المحشوه ، الا ترى هذا ؟ |
- Şimdi masamın üzerinde dosyayı Görüyor musun? | Open Subtitles | لقد كنت هل ترى هذا الملف على طاولتي الآن؟ |
Her şey Robbie Mueller ile alakalı. Bunu göremiyor musun? | Open Subtitles | لا ترى هذا لديه كل شيء لتفعل مع روبي مولر؟ |
- Görüyor musun? | Open Subtitles | هل ترى هذا ؟ |
Şuna bak. "Defolu" diyor. | Open Subtitles | انظر الى هذا ، مكتوب عليه انه به اضرار ، هل ترى هذا |