Ve bu kez ne gücüm ne de hızım ona yardım edebilir. | Open Subtitles | وهذه هي المرة الوحيدة التي لا قوتي ولا سرعتي يمكن أن تساعدها |
Seni görmemi engellemek istiyor sen de ona yardım ediyorsun. | Open Subtitles | إنها تحاول أن تمنعني من رؤيتك وأنتَ تساعدها في ذلك |
ona yardım edemezsin,.. ...işlerini kendisinin yapmasıyla ilgili bir derse ihtiyacı var. | Open Subtitles | لا تساعدها ، لا بد أن تتعلم درسا عن فعل الأشياء بنفسها |
Ve onlar gibi, solungaç etrafındaki küçük kemikler soluk almaya yardımcı olmuştur. | Open Subtitles | ومثلهم ، أيضا ،لديها عظام صغيرة وراء خياشيمها التي تساعدها على التنفس |
Yağmurlu mevsimde büyürler ve yılın geri kalanında hayatta kalmalarına yardımcı olmak için tohumu vardır. | TED | فهي تنمو في موسم الأمطار و لديها بذرة تساعدها على البقاء حية لبقية العام. |
- Ona bir şey yapmışlar, yardım etmelisin. | Open Subtitles | لقد فعلوا لها شيئاً يجب أن تساعدها, أرجوك |
ona yardım etmek zorundasın. Böyle mi oyalayacaktın? | Open Subtitles | ــ عليك أن تساعدها ــ لقد ناديتني كثيراً |
ona yardım edecek bir hizmetçisi var. | Open Subtitles | كان بإمكانها أن تأتي لديها خادمة تساعدها |
Kazadan önce ona yardım etmiştin. Sana dava açtı. | Open Subtitles | قبل الحادثة كنت تساعدها وهي قامت بمقاضاتك |
Fakat kızı oradan kurtarmak istedi. Ailemizin ona yardım edebileciğini düşünüyordu. | Open Subtitles | لكن , كان يريد اخراجها من هناك واعتقد أن أسرتنا يمكن أن تساعدها |
O bana yardım etti, tıpkı benim ona yaptığım gibi. Bu yüzden ona yardım etmelisin. | Open Subtitles | هي تساعدني مثل ماساعدك انا لذلك يجب ان تساعدها |
Benim gördüğüm de senin ona yardım ettiğin bu senin canını yaksa bile. | Open Subtitles | وما اراه انا انك تساعدها حتى لو انك تتأذى من ذلك |
ona yardım edebilecek tek kişisin. Her şey sana bağlı. | Open Subtitles | وأنتِ الوحيدة التي يمكنها أن تساعدها الأمر عائدٌ لكِ |
ona yardım etmedin, sözünden döndün. Bu tekrar olamaz. | Open Subtitles | أنت لم تساعدها ، بل اختبئت هذا لا يمكن ان يحدث مجدداً |
William, meşhur, hafif meşrep, bücür April Rhodes'un şehre geldiğini ve Broadway'e dönmesi için ona yardım ettiğini inkâr etmeyeceğine eminim. | Open Subtitles | حسنا ، ويليام ، أنت لا تشكك في أن الأسطورة الرومية أبريل رودس موجودة في البلدة وأنت تساعدها في العودة لـ برودواي |
Tüysüz kafaları, inişle gerçekleşen ani sıcaklık değişimini ayarlamalarına yardımcı olur -- ve çürüyen ceylana yumulurken temiz kalmalarını sağlar. | TED | تساعدها رؤوسها المنزوعة الريش في التكيُّف مع الإرتفاع المفاجئ في الحرارة أثناء هبوطهاــــ وتٌبقيها نظيفة عندما تقوم بتمزيق الغزال المُتحلِّل. |
Oh, kıza, içinizi görmesinde yardımcı olmalısınız. | Open Subtitles | يجب عليك أن تساعدها لترى ما كنت عليه في الماضي |
Ona yardımcı olacak şeyleri hemen söylemeyeceğini fark ettim. | Open Subtitles | لقد لاحظت أنك لا تستطيع أن تترك الموضوع بسرعة من أجل أن تساعدها |
Ona bir şey yapmışlar, yardım etmelisin. | Open Subtitles | لقد فعلوا لها شيئاً يجب أن تساعدها, أرجوك |
"Onun çıkmazını fark ediyorsunuz, ama yardım etmek için bir şey yapmıyorsunuz." | Open Subtitles | أنت مدرك مدى ورطتها لكنك لم تساعدها , لماذا ؟ |
- yardım etmiyorsun, Jason. Hiç de yardım etmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لم تساعدها يا جيسون أنت لم تساعدها مطلقاً |