Silah çok değerli ve sende olduğu biliniyor. Sam tehlikede olabilir. | Open Subtitles | تلك البندقية تساوي الكثير ، والناس تعلم بأنك تملكه لذا سام يمكن أن يكون في خطر |
çok değerli. Senin ve benim hayatımdan daha değerli. | Open Subtitles | انها تساوي الكثير انها تساوي حياتي وحياتك |
Yüklü miktarda para ile dolaşıyorsun. | Open Subtitles | إنك تساوي الكثير |
Yüklü miktarda para ile dolaşıyorsun. | Open Subtitles | إنك تساوي الكثير |
O toprağın pek değerli olmadığını biliyorum ama belki bir gün talihim döner ve etrafını çitle çevirip orayı Küçük Reata yapıveririm. | Open Subtitles | أعرف بأنّ الأرض لا تساوي الكثير لكن يوماً مـا قد أعـلو بهـا وأحيطهـا بسياجي الخاص |
Bu resim çok fazla para değerinde, çünkü... | Open Subtitles | حسناً، هذه الصورة تساوي الكثير من المال بسبب |
Tamam. Bu saat çok değerli. Buna karşılık bir kaç sent... | Open Subtitles | حسنٌ، هذا تساوي الكثير سآخذ البعض من هذا. |
Bu çok değerli çünkü "Yastrzemski" yanlış yazılmış. | Open Subtitles | تساوي الكثير لأنّهم أخطأوا بتهجئة (يسترمزكي) |
- O isimler çok değerli kimileri için. | Open Subtitles | -هذه الأسماء تساوي الكثير لأحدهم |
çok değerli. | Open Subtitles | إنها تساوي الكثير |
Bilmiyorum ama çok değerli olabilir. | Open Subtitles | لا أعرف لكن ربما تساوي الكثير |
Neal haklıymış. Kitaplar pek değerli değil. | Open Subtitles | نيل)، كان محق) الكتب لا تساوي الكثير |
Çünkü bu çok narin bir saat ve çok fazla para ediyor. | Open Subtitles | لأننا نحمل ساعة هشة جداً إنها تساوي الكثير من المال |
Biraz zaman alacak. Araştırma yaptım. Banka soygunundan çok fazla para elde edilmiyormuş. | Open Subtitles | لأن متطلّبات الأمر كثيرة، و بعد التحقّق وجدت أن غنيمة السطو لا تساوي الكثير. |