Hiç bir balo müziği bu duyduklarıma değmez. | Open Subtitles | ؟ لاتوجد حفلة موسيقية تستاهل ما قد سمعته |
Saat farkı rahatsızlığı çekmene bile değmez. | Open Subtitles | طيب اهي ما تستاهل ازعاج الطيارة |
- Sonuçlar için çok bekliyormuşsun. - Sence denemeye değmez mi? | Open Subtitles | وتنتظر للأبد للنتيجه- الا تعتقدين ان تستاهل المحاوله- |
Ne pahasına olursa olsun istediği üniversiteye gitmeyi Hak ediyor. | Open Subtitles | بس هي تستاهل تروح الجامعة في أي مكان تعوزه وبأي تكلفة |
Bu, yepyeni bir kompozisyon ve inan bana, bir "a"yı Hak ediyor. | Open Subtitles | هذه ورقه جديده, و, ثق بي, تستاهل "A" [ممتاز] |
Layığını buldun, küçük yumurcak! En azından senin aksine ölme riskim yok. | Open Subtitles | ــ تستاهل ذلك أيّها المُدلّل الصغير ــ على الأقل لن أموت بسبب ذلك مثلكِ على الأرجح |
Chuck, bu kızların hiçbiri aşağılamaya bile değmez. | Open Subtitles | تشاك) ولا واحدة من هذه الفتيات تستاهل الإهانه) |
Başına gelenleri Hak etmedi. | Open Subtitles | لم تكن تستاهل ماحدث لها. |
Hak ediyorsun. | Open Subtitles | تستاهل. |
Hak etmişsindir. | Open Subtitles | تستاهل ذلك |
Bunu Hak ediyorsun. | Open Subtitles | تستاهل. |
Layığını buldun, Cartman. Sen satışçısın! Ben satışçı değilim! | Open Subtitles | ــ تستاهل ذلك يا (كارتمان)، يا خائن مبادئك ــ لم أخن مبادئي، ما معنى ذلك؟ |