Gitmeye hazır olduğunda arabamı alabilirsin. | Open Subtitles | عندما تصبح مستعداً للمغادرة تستطيع أن تأخذ سيارتي |
Bir miktarını ailene yardım için alabilirsin, fakat önemli bir kısmı eğitimin için kullanılacak. | Open Subtitles | تستطيع أن تأخذ منه قدراً لتساعد عائلتك لكن معظمه لابد أن يستخدم لتمويل تعليمك |
İstediğini alabilirsin, her yere götürebilirsin, ben söylemedikçe kimse hiç bir zaman bilemez. | Open Subtitles | تستطيع أن تأخذ اى شىء تريده من هنا لن يعرف أحد ولن نخبر أى احد |
Yardım Günü'nde, Kunduz Festivali'nde böyle diğer günlerde çocukları alabilir. | Open Subtitles | ...تستطيع تستطيع أن تأخذ عيد العلم, أو عيد جرذ الأرض |
Yardım Günü'nde, Kunduz Festivali'nde böyle diğer günlerde çocukları alabilir. | Open Subtitles | ...تستطيع تستطيع أن تأخذ عيد العلم, أو عيد جرذ الأرض |
~ Nasılsa alamazsın gökyüzünü benden ~ | Open Subtitles | ~ أنت لا تستطيع أن تأخذ السماء منى ~ |
Diyelim ki 600 kilo mal alabilirsin, bu imkânsızın da ötesinde bir şey. | Open Subtitles | دعنا نقول غنك تستطيع أن تأخذ 600 كيلو أكثر من ذلك مستحيل |
İç Savaş hakkında ders alabilirsin. | Open Subtitles | حسنا ، تستطيع أن تأخذ مقرر عن الحرب الأهلية |
Sadece şahsi koruman için küçük bir birliği yanına alabilirsin. | Open Subtitles | تستطيع أن تأخذ شيئاً صغيراً لحمايتك الخاصة |
Yok onu değil. Gore-Tex* olanı alabilirsin. | Open Subtitles | ليس هذا ، تستطيع أن تأخذ الـ غور تيكس |
Tabii ki senin olani alabilirsin. | Open Subtitles | بالطبع تستطيع أن تأخذ كل مايخصك |
Parmak izimi alabilirsin. | Open Subtitles | ولكن ليس لدينا وقت. تستطيع أن تأخذ... |
Tom'un komada olduğunu biliyorsun değil mi? Bu geceliğine izin alabilirsin. | Open Subtitles | أنت تعلم أن (توم) غائب عن الوعي تستطيع أن تأخذ الليلة عطلة |
~ Nasılsa alamazsın gökyüzünü benden ~ | Open Subtitles | ~ لا تستطيع أن تأخذ السماء منى ~ |