| Bu karanlıkta boşa kürek sallamaktan farksız ama sen Çin Mahallesi sakinleri için iyi bir şeyler yapabilirsin. | Open Subtitles | وتستطيع أن تطارد ذيلك في الظلام ولاتحقق شيئا أو حقيقة تستطيع أن تقوم بعمل جيد للناس في الحي الصيني |
| Biraz teknikle, benim hiçbir zaman yapamayacağım şeyler yapabilirsin. | Open Subtitles | لديه بعض التكنيات التي تستطيع أن تقوم بها أما أنا فلا استطيع |
| Aynı zamanda bunu da yapabilirsin. | Open Subtitles | وفى الوقت الحالى تستطيع أن تقوم بهذا العمل |
| Aynı zamanda bunu da yapabilirsin. | Open Subtitles | وفى الوقت الحالى تستطيع أن تقوم بهذا العمل |
| Yapman gereken ne varsa, yapmak istediğin ne varsa, yapabilirsin. | Open Subtitles | أي شيء تحتاج أن تفعله أي شيء تريد أن تفعله تستطيع أن تقوم به |
| Bunu hala yapabilirsin. | Open Subtitles | وأنت تعلم أنك لازلت تستطيع أن تقوم بذلك |
| Ama parayla yapabilirsin ve şimdi ona sahipsin. Ve ben... Hiç bir yere gidemem. | Open Subtitles | لكنك تستطيع أن تقوم بهذا بالنقود, و الآن - لا أستطيع أن اقوم بهذا, ماذا إن عاد كلبي - |
| Yeni çizimler yapabilirsin. | Open Subtitles | كي تستطيع أن تقوم برسم رسوم جديدة |
| Yeni çizimler yapabilirsin. | Open Subtitles | كي تستطيع أن تقوم برسم رسوم جديدة |
| Sen ne yapabilirsin, Bay Holmes? | Open Subtitles | ما الذي تستطيع أن تقوم به سيد (هولمز)؟ |