ويكيبيديا

    "تستقل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • binip
        
    • biniyor
        
    • biniyordu
        
    • biniyorsun
        
    • istifa
        
    • binecek
        
    • binmemiş
        
    • bindiğini
        
    • binmelisin
        
    • uçağa
        
    Çünkü toplumun bir parçası olmak istemiyorsan neden arabana binip Doğu Yaka'sına gitmiyorsun? Open Subtitles لأنك إذا لا تريد أن تكون جزءاً من المجتمع، فلم لا تستقل سيارتك وتنتقل إلى الجانب الشرقي؟
    Her zaman 8 trenine biniyor. Open Subtitles إنها دائماً تستقل قطار الساعة الثامنة
    Kulüp çıkışında kız arkadaşlarınız otobüse biniyordu sizse diyordunuz ki, "Güle güle, s...tükler! Open Subtitles تتركين الحانة وصديقتك تستقل الحافلة ونحن نقول وداعاً عواهر
    Sırf benimle tanışmak için bir haftadır asansöre mi biniyorsun? Open Subtitles لقد كنت تستقل المصعد لمدة لسبوع لترانى فقط ؟
    Teknik olarak söylersek, hâlâ personeldensiniz. İstifa etmemişsiniz. Open Subtitles تقنيا، ما زلتَ من الموظفين لم تستقل أبدا
    Otobüse binecek kadar önemli demek. Open Subtitles هام لدرجة أن تستقل الأتوبيس للحاق به - !
    - Düğme basılı duruyor. O binmemiş. - Ben yukarıya çıkıyorum. Open Subtitles الأزار مازالت مضاءة ، هي لم تستقل المصعد - سأذهب للأعلى -
    Baksana, Bayan Kummer'ın trene bindiğini gördün mü? Open Subtitles . اسمعى, هل رأيت السيدة كومر وهى تستقل القطار ؟
    Öğleden sonra Hamburg'a giden trene binmelisin. Open Subtitles أريدك أن تستقل قطار العودة عصرًا إلى هامبورج
    O zaman bir taksiye daha binip parayı getir. Open Subtitles إذن من الأفضل أن تستقل سيارة أجرة أخرى وتذهب لتحضرها.
    Elektrik süpürgesine binip gezen kedi videoları da dahil. Open Subtitles ومقاطع مصورة لهرر تستقل مكانس تنظيف آليّة.
    Benki, oraya gitmek için... ...ya uçağa binip ve suya iniş yapmak... ...ya da birkaç gün boyunca... ...Kano yolculuğu yapmak zorunda olduğunuz... ...Amazon'un oldukça uzak bir köyünden geliyor. TED بينكي جاء من قرية منعزلة ونائية في الامازون ولكي تصل هناك, إما أن تستقل الطائرة وتهبط على الماء, أو تركب زورق لعدة أيام.
    Gözüm üstünde. Beyaz bir kamyonete biniyor. Open Subtitles أنا أراها إنها تستقل شاحنة بيضاء
    Her gün otobüse biniyor, 3 ve Wilcox'da iniyor. Open Subtitles إنها تستقل الحافلة كل يوم وتنزل بتقاطع الشارع "الثالث مع ويلكس".
    Otobüse biniyor. Open Subtitles انها تستقل الحافلة
    Evet. Adını bilmiyorum ama otobüse biniyordu. Open Subtitles لا أعرف اسمها، ولكنها تستقل الحافلة.
    Sanırım trene biniyordu. Open Subtitles كانت تستقل القطار، على ما أظن
    Otellerde kalabalıktan kaçmak için yandaki asansörlere biniyorsun. Open Subtitles في الفنادق تستقل المصعد الجانبي لتتجنب الحشود
    Onca paran varken, neden otobüse biniyorsun ki? Open Subtitles كل تلك الاموال لماذا تستقل الحافله؟
    Yani polislikten istifa etmeseydi bile psikolojik travma yüzünden meslekten süresiz uzaklaştırılırdı. Open Subtitles لذا حتى لو لم تستقل من الشرطة لتم إعطاؤها أجازة لأجل غير مسمّى بموجب الصدمة النفسيّة.
    Torunum otobüse binecek! Open Subtitles يا إلهي! حفيدتي تستقل الحافلة!
    Daha önce hiç arabaya binmemiş. Open Subtitles لم تستقل سيارة قط
    Metroya bindiğini biliyorum. Onu itmek kolay olur. Open Subtitles اعرف في الحقيقة أنها تستقل قطار الآنفاق أستطيعدفعهابسهولة.
    Etmemelisin. Her zaman taksiye değil, otobüse binmelisin. Open Subtitles يجب عليك دائما ان تستقل الحافله بدلاً من التاكسي
    Ulaşım hızlanıyor: Gemiye, uçağa biniyorsunuz; bir turiste dönüşüyorsunuz. TED تزداد سرعة المواصلات: يمكنك أن تبحر في سفينة، أن تستقل طائرة، أن تكون سائحا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد