Generaller liderlerine ihanet edip onu elleriyle teslim ettikleri için ödüllendirilmeyi bekliyorlardı. | Open Subtitles | توقع الجنرالات جائزة على خيانة زعيمهم و تسليمه . إلى أيدي عدوه |
Yok, bekleyeyim. Ona elden teslim etmek zorundayım, sağ olun. | Open Subtitles | لا، لا بأس، أنا أريد تسليمه له بنفسي شكراً لكِ |
Biliyorum, biliyorum. Şimdiden başlasam iyi olur. Sabaha teslim etmek istiyorum. | Open Subtitles | أعلم ولكن عليّ أن أبدأ الآن لأني أريد تسليمه في الصباح |
Hükümet yetkililerinin verdiği bilgiye göre görevden alınan General Ramon Esperanza Birleşik Devletler'e iade edilmek üzere bugün yola çıkacak. | Open Subtitles | حيث افادت السلطات أن الجنرال المخلوع رامون اسبيرينزا سوف يتم تسليمه للولايات المتحدة |
Bu sürede evini, arabanı, parti yerini bulabildiğin kuruşları bile bana teslim edeceksin. | Open Subtitles | سأمنحك أسبوعاً حتى تسلّم لي الفيلا، والمنزل، والسيارة وكلّ شيء يمكنك تسليمه بسهولة |
Yani şahane bir kitaptı ve Fred birkaç profesör arkadaşını çağırıp kitabın son halini teslim etmeden önce benden taslağı okumamı istedi. | TED | فكان له ذلك الكتاب الضخم، ولقد دعا بعض زملائه الأساتذة ودعاني أيضًا، لقراءة مشروعه قبل تسليمه النهائي. |
Amerikalı operatöre teslim etmek için hazır olacak. | Open Subtitles | هو جاهز بالفعل لكى يتم تسليمه لمشغله الأمريكى |
O ordu tarafından aranan biri. Onu bize teslim etmenizi istiyorum. | Open Subtitles | الجيش فقط هو المسئول عنه إنني أطلب منك تسليمه |
Onu teslim edebilirsin ama parayı almana engel olurum. | Open Subtitles | ربما تستطيع تسليمه لوحدك ولكن فاتك شئ هام |
Büyük ihtimalle imzalayacağım. Sadece kolay teslim olmak istemiyorum. | Open Subtitles | سوف ينتهي بي الحال بتوقيعه فقط لا أريد تسليمه بسهولة |
Eğer Carlini zamanında teslim edemiyorsa, yapabilecek bir yer bul. | Open Subtitles | وإذا كارليني لا يستطيع تسليمه في الوقت المحدد، ابحث عن مكان اخر يستطيع ذلك. |
açıkçası kitap beni zorladı. teslim tarihine yetiştirmek için zorladım. | Open Subtitles | لقد أعتقدت أن الكتاب ضعيف بنظري لقد إستعجلت بكتابته من أجل تسليمه في الموعد المجدد |
Vuruşumuzu yaptık, kaderimiz ve şimdi hepsini o işadamlarına teslim etmek zorunda mıyız? | Open Subtitles | والآن يجب علينا تسليمه كاملاً إلى رجال الأعمال هؤلاء |
Kokan paketler şimdiye kadar teslim edilmeliydi, aptal. | Open Subtitles | تلك رائحة طرد يجب أن يكون قد تم تسليمه الآن ، أيها الأحمق |
Sosyal bilgiler projemi yarın teslim etmem gerekiyor! | Open Subtitles | ، نسيت مشروع دراستي الاجتماعية المطلوب تسليمه غداً |
Şafakla birlikte, doğu yakasındaki televizyon istasyonlarına teslim edilmiş olmasını istiyorum. | Open Subtitles | اريد لهذا أن يتم تسليمه إلى المحطات التليفزيونية في الساحل الشرقي بحلول الفجر |
Eğer sizin onayınız olmadan hareket ediyordu ise bizim kanunlarımıza göre yargılanıp mahkum edilmesi için hükümetimize teslim edilmesi gerekiyor. | Open Subtitles | لو كان يتصرف من غير إذنكم فلابد من تسليمه لحكومتنا لتتم محاكمته ومعاقبته طبقاً لقوانين بلادنا |
Uçak iner inmez ülkeye iade işlemleri yapılacak ve her şekilde yargılanacak. | Open Subtitles | .. عندما تحطّ الطائرة سوف يتمّ تسليمه ومحاكمته بموجب القانون |
Operasyonun sağlığı için Dr. Kim Myung Gook'u bir süreliğine bize vermek zorundasınız. | Open Subtitles | بالنسبة للعملية الدكتور كيم ميونج جوك يجب أن يتم تسليمه مؤقتا |
Onu ele vermeden önce biraz konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أود التحدث معه على الأقل قبل تسليمه |
Üstlerimle görüşmeden onu size öylece veremem. | Open Subtitles | لا يمكنني تسليمه لكم هكذا من دون المرور بالقنوات الرسمية |
İmzaladım. Sadece vermeyi unuttum. | Open Subtitles | لقد وقعت عليه لكنني نسيت تسليمه |
Polisim onu bulunca, ki emin ol bulacaktır geri iadesinin şartlarını konuşuruz. | Open Subtitles | عندما يجده مسؤول الأمن و سيجده سنتفاوض حول شروط تسليمه. |