Aslında efendim şarj oluyor fakat güç kaynağı şüpheli durumda. | Open Subtitles | في الواقع، إنها تشحن يا سيدي ولكن مصدر الطاقة موضع شك، |
Bataryalar 1970'lerdekinden ne daha uzun ömürlü, ne de daha hızlı şarj oluyor. | Open Subtitles | والبطاريات ولا تدوم أكثر ولا تشحن أسرع مما كانت عليه في السبعينيّات. |
Kapasitörleri hâlâ şarj oluyor. | Open Subtitles | لازالت تشحن نفسها |
Seni şerefsiz, buraya telefonunu şarj etmek için geldin demek. Kusura bakma, Peter tüm prizleri kullanıyor da. | Open Subtitles | أيها الأبله، لقد أتيت فقط لكي تشحن جوالك آسف، بيتر يستخدم كافة المنافذ |
Neden hâlâ Yükleniyor? | Open Subtitles | لم مازالت تشحن نفسها؟ |
Kalkanlar hala şarj oluyor. | Open Subtitles | الدروع ما زالت تشحن |
Meksefeler şarj oluyor. | Open Subtitles | المكثفات تشحن |
- şarj oluyor. | Open Subtitles | - تشحن |
Hiçbir şey pillerini tekrardan şarj etmek kadar iyi bir hikaye değildir. | Open Subtitles | لاشيء مثل قصة جيدة تشحن بها بطارياتك |
İletişim bataryalarını şarj etmek için sana ihtiyacım var. | Open Subtitles | أريد منك أن تشحن بطاريات جهاز الاتصال |
Öğreniyorum çünkü zekice fikirleri var. Örneğin mangal maşasını yere düşürdüğüm şeyleri almak için kullanmak harika bir fikir." (Gülüşmeler) Telefonunuzun bataryasını sandalyemin bataryasından şarj etmek gibi harika fikri onlardan öğreniyorum. | TED | إنني أتعلم أنها فكرة عبقرية أن تستخدم ممسكة الشواء لتلتقط أشياء قد سقطت منك. (ضحك) إنني أتعلم تلك الخدعة المميزة كيف تشحن بطارية هاتفك من خلال بطارية كرسيك المتحرك |
Yükleniyor. | Open Subtitles | -إنها تشحن |
- Yükleniyor! | Open Subtitles | -إنها تشحن ! |