Karın bu yeni para konusunda biraz endişeli. | Open Subtitles | زوجتك تشعر بالقلق كل هذه الثروة الجديدة. |
Ajan Fowler tamamen kendi dünyası için endişeli Bulkhead, öyle de olması gerekir. | Open Subtitles | للإنسان. تشعر بالقلق وكيل فاولر لعالمه بالكهيد ، كما ينبغي أن يكون. |
Şimdi olduğu gibi bir şeye üzüldüğünde... - Soygun için endişeleniyorsun değil mi? | Open Subtitles | عندما تشعر بالقلق مثل الآن هل يكون هذا بسبب السرقة ؟ |
Dr. Murphy için endişeleniyorsun demek? | Open Subtitles | اذا,انت تشعر بالقلق بشأن دكتور مارفى؟ |
İyi gibi davranıyor ama gideceğim zaman için endişeleniyor. | Open Subtitles | لكن كانت تشعر بالقلق للوقت الذي سأغيب فيه |
Annen futbola fazla mesai harcamamız konusunda hala endişeleniyor. | Open Subtitles | والدتكِ مازالت تشعر بالقلق لمبالغتنا في كرة القدم. |
Tek endişesi benim başka bir serseri olduğum. | Open Subtitles | كلا ،كلا، بقدر ما أنها تشعر بالقلق فأنا مجرد متجوِّل آخر فحسب |
Senin ilginden haberdar olmasından endişeli değil misin? | Open Subtitles | كنت لا تشعر بالقلق إزاء لها يجري على بينة من مصلحتنا ؟ |
Annesi endişeli. O Afrika'da yaşıyor. | Open Subtitles | والدته تشعر بالقلق وهي تعيش في أفريقيا |
Taşınmak zorunda kalacağımızdan endişeli. | Open Subtitles | تشعر بالقلق ، بأنه يجب علينا الانتقال |
Cindy için endişeli. | Open Subtitles | لا تزال تشعر بالقلق هو حول سيندي. |
Walter, sakin gerekir . Sen çünkü endişeli hissediyorsun ... | Open Subtitles | والتر يجب ان تهدء انت تشعر بالقلق لان |
Neden hâlâ bu kadınla ilgili endişeleniyorsun? | Open Subtitles | لم ما زلت تشعر بالقلق حيال تلك المرأة؟ |
Oswald, sadece değişim için endişeleniyorsun. | Open Subtitles | إنك تشعر بالقلق حيال التغيير فحسب |
Neden bir grup kapı tokmağı için bu kadar fazla endişeleniyorsun? | Open Subtitles | لما تشعر بالقلق من مجموعة مقابض أبواب؟ |
Vernon'ın öksürdüğü herhangi bir balgama inanıyorsun çünkü güvenini sarsacağımdan endişeleniyorsun. | Open Subtitles | انت على استعداد لتصديق اى هراء (فيرنون) زور الورق لأنك تشعر بالقلق من ان من أن اخون ثقتك |
Başkan çok meşgul ama kızı için endişeleniyor. | Open Subtitles | رئيس البلدية مشغول جدا لكنه تشعر بالقلق إزاء ابنته. |
Booth biliyorum Caroline politik oyunları oynayamadığım için endişeleniyor, ama seni temin ederim ki en iyi tavrımla orada bulunacağım. | Open Subtitles | بوث، أنا أعلم ان كارولين تشعر بالقلق لأنني لا دخل لي في السياسة لذلك أريد أن أؤكد لك أن سأكون على أفضل سلوكي |
Senin için endişeleniyor. | Open Subtitles | وقالت إنها تشعر بالقلق عنك. |
Tek endişesi benim başka bir serseri olduğum. | Open Subtitles | ،كلا، بقدر ما أنها تشعر بالقلق فأنا مجرد متجوِّل آخر فحسب |