En azından bu mutlu olunacak bir şey. bunun için bana teşekkür edebilirsin. | Open Subtitles | هذا شيء لنسعد به، على الأقل يُمكنكَ أن تشكرني على ذلك. |
Evet, karşı çıktım ve bunun için bana teşekkür etmelisiniz çünkü bu ülke pamuk ipliğine bağlı. | Open Subtitles | نعم، تحديتك، وينبغي أن تشكرني على ذلك لأن هذه الأمة معلقة تحت تهديد |
Ve söz veriyorum, bunun için bana teşekkür edeceksin. | Open Subtitles | واعدك،سوف تشكرني على ذلك فيما بعد |
Ve bence bunun için bana teşekkür etmelisin. | Open Subtitles | ويجب أنْ تشكرني على ذلك |
bunun için bana teşekkür edersin diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننت أنك ربما تشكرني على ذلك |