Çocuklar 'hoş geldin' ekibi kurmak istediler ama zaman var. | Open Subtitles | الزملاء أرادوا تشكيل لجنة للترحيب بك ولكن هذا سيتم لاحقاً |
açık bir şekilde bu geleneksel yapılar bizim hayata bakışımızı oldukça derinden etkilemektedir. | Open Subtitles | ومن الواضح ، عمق تأثير هذه الهياكل التقليدية في تشكيل مفاهيمنا و منظوراتنا. |
Aynı sebepten dolayı, o taşları şekillendirmek ve cilalamak için yıllarını harcamıştı. | Open Subtitles | كان هذا نفس السبب الذى جعله يقضى اعوامه فى تشكيل الصخور |
- Ben, Starbuck, anlaşıldı. - Uçuş düzeni anlaşıldı. | Open Subtitles | هنا فاتنة الفضاء , تلقيت ذلك تشكيل معلٌوم |
Susie'nin anısına yardım fonu kurmaya karar verdim ve Susie'nin en iyi arkadaşı olarak, senin de katılmanı istiyorum. | Open Subtitles | قررت تشكيل مؤسسة خيرية تكريماً لـ سوزي وبصفتك أعز صديقة لـ سوزي، أريد منك المشاركة. |
Bazılarımızın aramakta olduğumuz bu üçlü yıldız oluşumu hakkında soruları var. | Open Subtitles | بعضنا يتسائل عن تشكيل هذا النجم اللامع المُفترض أننا نبحث عنه |
Saç renginden deri rengini varsayarak bir yüz yapılandırması yaptım. | Open Subtitles | قمت بإعادة تشكيل الوجه اعتمادا على مجموعة من الملاحظات لون البشرة أخذته من لون الشعر |
Savunma formasyonu 1. Hidrojen silahlarının güvenliklerini açın. | Open Subtitles | تشكيل دفاعي واحد أزيلوا الأمان من مسدسات النيتروجين |
"Bu yerel fenomenin yıkıcı gücünün akla getirdikleri arasında, ...küçük Oskar Matzerath'ın alt gırtlağındaki alışılmışın dışında meydana gelen oluşum sayılabilir. | Open Subtitles | "القوة التدميرية لهذه الظاهرة المحلية يمكن اعتبارها على أنها تشكيل شاذ للحنجرة السفلية |
Bir de şu anki hareketin oluşumunu incelememiz gerektiğini düşünüyorum. | TED | أعتقد أيضًا أننا نحتاج لدراسة تشكيل الحركة الآن. |
Bu yüzden çok disiplinli büyük bir ekip kurmak istedim. | TED | ولهذا أردت تشكيل فريقٍ ضخم متعدد التخصصات. |
Bu süreçteki amacınıza uygun olarak büyük suçlar birimini cinayet masası altında yeniden kurmak istiyorum. | Open Subtitles | بالإضافة لما إقترحته أريد إعادة تشكيل وحدة الجرائم الكبرى واجعلها تعمل ضمن قسم الجنايات |
Hizalı şekilde yüzerek foku buzun üstünden süpüren bir dalga yaratıyorlar. | Open Subtitles | ،سابحون في تشكيل تخلق الحيتان القاتلة موجةً لإسقاط الفقمة عن الطوف |
Ve bu 250 ipliğin hepsinin sonuç etkisi olarak, uzun iplik önceden istediğiniz şekilde katlanıyor; | TED | ولذا فأن التأثير الصافي لكل تلك ال 250 تسلسل هو تشكيل التسلسل الطويل الى الشكل الذي ترغب فيه. |
Taşları şekillendirmek ve cilalamak için. | Open Subtitles | أنها تسمى بطانية صخور أنها تستخدم فى تشكيل و تلميع الصخور |
Sen şeyler şekilde yeniden şekillendirmek için başıboş olacak, hayallerinizdeki bir dünya yaratmak için. | Open Subtitles | سيكون لديك العنان لإعادة تشكيل الامور كما هي لصنع عالم من أحلامك |
Ve "örüntü" diyerek, bir bağı, bir yapıyı, bir düzeni, gördüğümüz şeyleri yönlendiren kuralları kastediyorum. | TED | وأعني ب"الأنماط" اتصالات، وهيكلًا وبعض التناسق، بعض القواعد التي تضمن تشكيل ما نراه. |
En kötüsü de, Bugs Bunny ile büyük bir kavgaya giriyorsun... hayatını onu model alarak kurmaya çalıştığın kişiyle. | Open Subtitles | كل شيئ يصبح سيئ لديك معركة مع بيغز باني أعرف بأنّك تحاول إعادة تشكيل حياتك |
İşin aslı, böyle bir ortamda yıldız oluşumu beklemeyiz. | TED | في الحقيقة، نحن توقعنا أن تشكيل النجوم لايجب أن يستمر في هذه البيئة |
Başarılı olduk... DNA tekrar yapılandırması tamamlandı. | Open Subtitles | لقد نجحنا إعادة تشكيل الحمض النووي قد إكتمل |
Pencereye kadar koş. Sana arabanın anahtarlarını atacağım. Y formasyonu Köpek-Bacak-Sol. | Open Subtitles | أعتقد افضل فرصة الهرب من النافذة سأحضر مفاتيح السيارة تشكيل واي، دخول رجل الكلب |
Harikasınız, çocuklar. İyi bir oluşum. | Open Subtitles | تبدو بمظهر جيد تشكيل جيد ، هذا رائع |
İlk kez, çözülemeyen problemi, hormonların bu düğümlerin oluşumunu nasıl tetiklediğini anlamaya başlıyoruz. | TED | وللمرة الأولى بدأنا نفهم المشكلة العصية للحل وهي كيفية إثارة الهرمونات تشكيل هذه العُقد. |
İstediği zamanda, kendi kendine katlanarak istediği şekle bürünebilen akıllı bir kağıda sahip olduğunuzu düşünün. | TED | لنتخيل أن هناك ورقه ذكية قادرة على تشكيل نفسها لأي شكل تريده، في أي وقت. |
Kademeli bir fikir birliği dili düşünce şekli haline getirebiliyor, ama bu üstü kapalı psikolojik tahliller içinde gerçekleşiyor. | TED | بأن اللغة تساعد على تشكيل الأفكار. ولكنها أفكار تشكل اضطراباً نفسياً غامضاً. |
Fakat sonra, her şeyin tamamen farklıaştığı başka çok ilginç bir adım geldi. Öyle ki, bu hücreler bilgi alışverişi ve iletişimine başlayarak hücre toplulukları oluşturmaya başladılar. | TED | ولكن بعد ذلك حدثت خطوةٌ مثيرةٌ بالفعل حيث أصبحت الأشياء مختلفةً تماماً، وهو عندما بدأت تلك الخلايا التواصل ونقل المعلومات، بحيث بدأت في تشكيل مجموعاتٍ من الخلايا. |
5446'yı araştırmak için hemen özel bir ekip kurun. | Open Subtitles | قائد الفريق (سيو)، مهمتك هي تشكيل فريق تحقيق عن القوة 5446 حالاً. |
Gezegenin yüzeyini sürekli olarak şekillendiriyor devâsâ sıradağlar oluşturuyor ve kıtaları hareket ettiriyor. | Open Subtitles | وهي تُعيد تشكيل سطح الكوكب باستمرار، تبني سلاسل جبلية عظيمة وتحرك القارات بأسرها. |