Binanın 50 yıl önceki orijinal haline ekleme yapmamışlar. İzinleri yokmuş. | Open Subtitles | لم يكن هناك تصاريح للبناء خلال ال 50 سنة الماضية. |
Ben mahkeme kaleminin yanına gidiyorum arazi konusunda izinleri çeken kimse var mı bakayım. | Open Subtitles | حسنٌ، سأتوجه إلى مكتب . كاتب العدل في المقاطعة . لأرى إن أخرج أحدٌ ما تصاريح لأيّ أرض |
Hapishanenin izni kalmamıştı o gün. | Open Subtitles | نعم ، سجن المقاطعة نفذ منه كل تصاريح الدخول للقاعة الرئيسية في ذلك اليوم |
Sonunda maden ruhsatı onaylandı, artık onları o topraklardan atmamız gerek. | Open Subtitles | الآن بعد أن الموافقة على تصاريح التعدين، سنريد خروجهم من الأرض |
Dışarıdaki yük vagonu ofisimde tüm fuarlarımın ruhsatları var. | Open Subtitles | لدى تصاريح لجميع عملياتى هناك فى مكتبى |
Alman kuryelerde, transit geçiş mektupları olduğu söyleniyor. | Open Subtitles | سمعت إشاعة تقول أن الألمانيين كانا يحملان تصاريح عبور. |
Patron, 'tam geçiş iznini' yollayabildin mi merak ediyor? | Open Subtitles | المدير يتسائل لو كنت قد ارسلت اليه كل تصاريح الدخول لهذا العام |
Dışarıda kaldık. Güvenlik girişini değiştirmişler. | Open Subtitles | لقد علقنا لقد قاموا بالكتابة على تصاريح الدخول |
Şehir kayıtlarını inceledim. Kamyonların hala izinleri var. | Open Subtitles | راجعتُ الأمر، تبيّن أن الشاحنات تملك تصاريح حاليّة. |
Unutmayın, bunu sağlamanız gerekir Tüm seyahat izinleri alınır, Tüm nerede olduğu hesaplandı. | Open Subtitles | لا تنسي أن تتأكد بأن تصاريح السفر تم الحصول عليها، جميع الأماكن مسموح السفر لها |
Hepinizin izinleri ve güzel, büyük sırt çantaları var, yani gezinize başlayabilirsiniz ama oldukça ağır bir ilk gün olacak. | Open Subtitles | جميعكن لديكن تصاريح وحقائب ظهر كبيرة لطيفة، لذا يمكنكن البدء بالسير، لكن اليوم الأول سيكون قاسياً. |
Hepinizin izinleri ve güzel, büyük sırt çantaları var, yani gezinize başlayabilirsiniz ama oldukça ağır bir ilk gün olacak. | Open Subtitles | جميعكن لديكن تصاريح وحقائب ظهر كبيرة لطيفة، لذا يمكنكن البدء بالسير، لكن اليوم الأول سيكون قاسياً. |
- Her tarafta kan var ama ceset yok, pasaportlar yok ve G8 izinleri yok. | Open Subtitles | - نعم ، توجد دماء فى كل مكان لكن لا توجد جثة ، و لا جوازات سفر و لا تصاريح دخول |
Bu işte, hepinize hafta sonu izni var. | Open Subtitles | يوجد تصاريح اجازه لنهايه الاسبوع مقابل هذا لكم جميعا |
Yine de, tam güvenlik izni, SGC'ye tüm girişlere izin... | Open Subtitles | تصاريح الأمنِ العاليه وكُلّ تراخيص الوصولِ إلى قياده * بوابه النجوم * ؟ |
Onlar icin gecis izni gerecek mi? | Open Subtitles | هل يتوجب أن يحصلوا على تصاريح دخول؟ |
Sonunda maden ruhsatı onaylandı, onları o topraklardan atmamız gerek. | Open Subtitles | الآن بعد أن الموافقة على تصاريح التعدين، سنريد خروجهم من أرضنا والآن |
Sonunda maden ruhsatı onaylandı, onları o topraklardan atmamız gerek. | Open Subtitles | الآن بعد أن الموافقة على تصاريح التعدين، سنريد خروجهم من أرضنا والآن |
Tesadüfe bak ki, ŞYD kanun müfettişi, bugün, Molly's 2 için ruhsatları imzalamaya geliyor. | Open Subtitles | في الواقع، على وشك الحدوث مفتش الجودة في (يوف) يمر علينا اليوم ليقوم بالتدقيق في تصاريح القسم الثاني من حانّة (مولي). |
Neibling'in tüm ruhsatları güncel. | Open Subtitles | كل تصاريح (نيبلينغ) حديثة... |
Alman kuryelerde, transit geçiş mektupları olduğu söyleniyor. | Open Subtitles | سمعت إشاعة تقول أن الألمانيين كانا يحملان تصاريح عبور. |
İster inanın ister inanmayın ama memelerim imar iznini almamıza yardımcı olmuyor. | Open Subtitles | صدق أو لا تصدق , لا يستطيع صدري إعطاءنا تصاريح |
- Grup-7 nin girişini yasakladı mı? | Open Subtitles | -هل قلت تصاريح المجموعة رقم 7؟ |
Eski-Londra izin ve seyahat geçişlerini içeren dökümanların sahtelerini yaptım. | Open Subtitles | من ضمنها تصاريح لندن القديمه وجوازات المرور وبإستخدام هذه الوثائق |