Çünkü, iyi bir çocuk olduğunu tahmin ediyorum ve bu işi düzeltmek istediğini düşünüyorum. | Open Subtitles | لأني أعرف أنك على الأرجح فتى جيد وأعرف بأنك تريد تصحيح الوضع |
Juliette, bu işi düzeltmek istiyorum. | Open Subtitles | ( جولييت ) أريد تصحيح الوضع |
Ondan nefret ettirecek kadar ne yaptı bilmiyorum ama durumu düzeltmeye o kadar kararlı ki kendini öldürtecek. | Open Subtitles | أجهل ما اقترفه ليجعلك تكرهه، لكنّه عاقد العزم على تصحيح الوضع وسيودي بنفسه للتهلكة. |
Bunu öğrendiğimde durumu düzeltmeye çalıştım. | Open Subtitles | عندما علمت بذلك حاولت تصحيح الوضع. |
Ve bu yüzden... her şeyi düzeltmeliyiz. | Open Subtitles | لذا .. أعتقد أن علينا تصحيح الوضع |
Bunu düzeltmeliyiz, | Open Subtitles | علينا تصحيح الوضع |
Benim Feminist tanımım şu: "Feminist, şunu söyleyen erkek ve kadındır-- [Gülüşmeler] [Alkışlar] Feminist, şunu söyleyen bir erkek veya kadındır; "Evet, günümüzde cinsiyetle alakalı bir problem var ve bunu düzeltmeliyiz. | TED | أنا أعرف كلمة نسائية كالتالي: "نسائية هي كل رجل أو امرأة تقول... (ضحك) (تصفيق) نسائية هو كل رجل أو امرأة تقول: "نعم، هناك مشكل في الجنسانية بوضعها الراهن، وعلينا تصحيح الوضع. |