Böylece, yayınlandı, bilirsiniz, böylece, vay, tasarımım bir kitapta? | TED | و هكذا نشرت تصميمي و هكذا كان تصميمي منشورا في كتاب،أتعلمون |
Benim tasarımım, sizi tavşan deliğine soktuğundan ötürü bir çok zorluklarıyla ve meydan okumalarıyla birlikte korkutucudur. | TED | إن تصميمي والذي يأخذكم إلى حفرة الأرنب محفوف بالعديد من التحديات والصعوبات في أرض الواقع |
Yeraltında bir Kapangil barikatı kurdum, kendi tasarımım. | Open Subtitles | ركب تحت أرضي مانع جرابويد ، تصميمي الخاص. |
Gerçek bir üzüm asması değil. Kendi tasarladığım bir hibrit. | Open Subtitles | هي ليست عين الدمية الأصلية، بالطبع لكنها هجين صغير من تصميمي |
Bu benim dizaynım değil Hemen bir anons yap Beni bu şekilde uzaklaştıramazsın. | Open Subtitles | هذا ليس تصميمي سجلي تبليغ لايمكنك الهروب مني هكذا |
Kurumsal politikayı yaratmak ve buna ön ayak olmak için tasarlandım. | Open Subtitles | تمّ تصميمي لإنشاء وتطويّر سياسة الشركات الكبرى |
Bu reaktör benim tasarımıma göre yapılmış. | Open Subtitles | إن هذا المفاعل مبنيٌ إرتكازاً علي تصميمي |
Benim dizayn ettiğim özel bir binek aracı! Not: Adı Zari-Davidson. | Open Subtitles | انها تصميمي المخصص سميها ديفيدسون الزارع |
Ona Tasarımımı sunacaktım bililiyorsun imkansız diye bişey yoktur | Open Subtitles | أنا سأقدّم تصميمي إليه وما يدريك كلّ شيء محتمل |
Bu resmi bir olay olmadığı için... kendi tasarımım olan bir şey getirdim. | Open Subtitles | هذا، لا أن يكون رسميا الحدث المقر انا زود شيءا تصميمي الخاص. |
Kendi tasarımım. Bunun gibisini dünyada bulamazsın. | Open Subtitles | إنها من تصميمي ، لن تجد مثيل لها في العالم كله |
1200 üniformalı asker için, ziyafet veriliyor, yanında yeni kan kırmızısı benim tasarımım olan üniformalarıyla. | Open Subtitles | مأدبة ل1،200 شخص عرض عسكري بزي جديد، و أوشحه ساتان بلون احمر من تصميمي |
tasarımım başarılı olunca gece gündüz fark etmeksizin güneş ışığının faydalarının tadını çıkarabileceğiz. | Open Subtitles | تصميمي كان ناجحاً، كل فائدة صحية عقلية للشمس ستكون لنا لنستمتع بها بأية ساعة في النهار أو الليل |
Benim tasarımım. Onu öyle çıkarırsan... | Open Subtitles | تصميمي في الحقيقة إذا أخرجت هذا |
Neyse ki kendi tasarımım, Teğmen. | Open Subtitles | للاسف انه من تصميمي الخاص ايها الملازم |
Benim tasarımım sadece bu kravat gibi mi? | Open Subtitles | تصميمي هو فقط مثل ربطة العنق ؟ |
Kendi tasarladığım karşıt madde motoru. | Open Subtitles | هذا هو. تصميمي الخاص محرّك ضدّ المادّة ولا احتاج الى تزويده بالوقود |
İyiydi, yeni tasarladığım müze çeşmesine hayran kaldılar. | Open Subtitles | حسناً ، لقد حبوا تصميمي الجديد لـ نافورة المتحف |
Bir bilgisayarın yapabileceğini, ...benim dizaynım daha hızlı, daha iyi ve daha ucuza yapabilir. | Open Subtitles | كلّ شيء يمكن للحاسوب القيام به، تصميمي يمكنه القيام به بشكل أسرع وأفضل وأرخص |
Benim dizaynım işe yarayabilirdi. | Open Subtitles | من الممكن أن يفلح تصميمي |
Çünkü insanların yaptıklarından önce ne istediklerini anlamak için yalnızca onlara bakarak okumak üzere tasarlandım ve eline geçen ilk fırsatta beni becermek istediğini biliyorum ama yapmamalısın. | Open Subtitles | لأنه تم تصميمي لقراءة الناس بالنظر إليهم فقط، وأعرف ماذا يريدون قبل أن يعرفوا وأعرف أنك تريد مضاجعتي في أقرب فرصة ولكن لا يجب عليك |
Hayat kurtarmak için tasarlandım, kalkan olmak için. | Open Subtitles | لقد تم تصميمي ﻹنقاذ الأرواح ﻷكون درعا |
Peki, benim polikarbonat gövde tasarımıma ne diyorsunuz? | Open Subtitles | ماذا بشأن تصميمي -بشأن جسم من البلاستيك؟ |
Yapacağım dizayn bile aklımdaydı. | Open Subtitles | أعني، اخترت تصميمي بالفعل. |
Benim Tasarımımı giymek zorunda olan bir mankene elbisede bir sürü yanlışın olduğunu söylüyordun. | Open Subtitles | كنت تخبرين العارضة بأن ترتدي تصميمي الذي يوجد فيه الكثير والكثير من العيوب؟ |