Aynı görevli olduğunu farkettiği için oyunu değiştirdiğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | إذًا تعتقدين أنه غيّر تصويته عندما أدرك أنّه نفس الضابط ؟ |
Bu yemek onun oyunu alabilmek için son şansım. | Open Subtitles | هذا العشاء هو أخر فرصه لي لأحصل على تصويته. |
Ve kaptanlık sırası önceden bilindiği için her biri, hızlıca diğerlerinin bütün durumlar için vereceği oyu tahmin edecek ve kendi oyunu buna göre ayarlayacaktır. | TED | ولأن نظام الترتيب معروف مسبقًا، باستطاعة كل منهم أن يتنبأ بشكلٍ صحيح كيف سيصوتُ الآخرون في أية حالة ويعدّلُ تصويته وفقًا لذلك. |
Anlamadığım şey şu, jüri başkanı "suçlu değil" oyunu verenlerden biriydi ama öğle yemeğinden sonra, ...sadece oyunu değiştirmekle kalmadı, ...diğer jüri üyelerine de oylarını değiştirmek için baskı yaptı. | Open Subtitles | ما لا أفهمه هو أن رئيس هيئة المحلفين كان أحد من صوّتوا بـ"غير مذنبة ", ومن ثم بعد الغداء لم يغيّر تصويته فقط |
Meclis üyesi Jamm oyunu değiştirdi. | Open Subtitles | المستشار جام غير تصويته |
Ve bize oyunu verecektir. | Open Subtitles | و سيعطينا تصويته |
Phillip Van Der Hoff'un ölmeden önce yaptığı son şey Taggart Speakeasy Müzesi hakkındaki oyunu değiştirmek oldu. | Open Subtitles | آخر شئ فعله(فيليب فان دير هوف) قبل موته هو تغيير تصويته في حالة(متحف حانة تاجرت). |
Çünkü birileri oyunu değiştirdi. | Open Subtitles | لأن أحدهم غير تصويته |