Bir sigorta satıcısıyla yatıyor ve bu bana mı bağlı? | Open Subtitles | إنها تضاجع رجل المبيعات لأحد شركات التأمين و الأمر عائد لي؟ |
En iyi arkadaşının kız arkadaşını beceriyorsun, ve bana yardım eder misin diye mi soruyorsun? Öyle değil. | Open Subtitles | أنت تضاجع صديقة أفضل أصدقائك و الآن تطلب مساعدتي؟ |
Evliyken başkasıyla seks yapmadın mı hiç Nick? | Open Subtitles | ألم تضاجع إمرأه أخرى عندما كنت متزوجا يا نيك ؟ |
- Ne? Karın taşınalı bir hafta mı ne oldu ve sen şimdiden üniversiteli kızlarla yatıyorsun. | Open Subtitles | زوجتك انتقلت منذ اسبوع مضي تقريباً وأنت بالفعل تضاجع فتيات النادي النسائي |
Bud'la görüşüyorum çünkü Lynn'i görüyor para için yatan bir Lake taklidini değil. | Open Subtitles | لأنني أشعر معه بأنني لين براكن وليس فيرونيكا لايك تضاجع من أجل المال. |
başka kızlarla yattığını da biliyorum. Bundan hoşlanmıyorum, ama seni tanıyorum. | Open Subtitles | وأنا أيضاً أعرف أنك تضاجع فتيات أخريات لايعجبني ذلك, لكنني أعرفك |
Mezun olmak için matematik öğretmeniyle yatıyor. | Open Subtitles | إنّها تضاجع مدرّس الرياضيات كي تحصل على الشهادة |
Ama eğer pederin yamağı annesiyle yatıyor olsaydı İsa ne yapardı? | Open Subtitles | لكن، ماذا كان سيفعل المسيح" "إنْ كانت أمّه تضاجع القسيس اليافع؟" |
Yıldız o. Üstelik yönetmenle yatıyor. Anlaşılan bu da her türlü avantajı beraberinde getiriyor. | Open Subtitles | إنها النجمة، بالإضافة إنها تضاجع المخرج حسبما يقال تملك كل الإمتيازات. |
Hatunumu beceriyorsun, beni de mi becereceğini sandın! | Open Subtitles | أنت تضاجع زوجتى وتريد ان توقع بى انا ايضا |
Önüme gelenle yatan veya korunmadan seks ilişkisine giren biri değilim. | Open Subtitles | تعلمين تضاجع الأشخاص أو تمارس جنساً غير محمياً. |
Şimdi sen kaç yıldır aynı kadınla yatıyorsun? | Open Subtitles | كم عدد السنوات وأنت تضاجع امرأة واحد فقط حتى الآن؟ |
Karısının karate hocasıyla yattığını söylediğin başka hastalar da mı var? | Open Subtitles | أخبرت أكثر من مريض أن زوجته تضاجع مدرب ابنتها للكاراتيه؟ |
Bir kızla yatmak istiyorsan bir Protestan bulacaksın. | Open Subtitles | اذا كنت تريد أن تضاجع احصل على عضوية في الكنيسة |
- Enfeksiyon, aybaşı falan dinlemeden sikişiyor insanlar. | Open Subtitles | بل بالتأكيد تستطيع ان تضاجع مع وجود هذا المرض أو الدورة الشهرية -لا, لا, إنها تؤلم |
Sonra sen kendini sıska bir ilaç temsilcisi ile yatarken buluyorsun. | Open Subtitles | وسريعاً ما تضاجع مندوبة صيدلانية نحيلة جداً |
Ve o buna bayılıyor. O da iyi düzüşüyor. | Open Subtitles | انها تحب ذلك أيضا انها كذلك تضاجع بشكل جيد |
O elemanın kardeşine çakıyorsun diye bu işten cayıyorsan "Bir polis olarak önceliklerini yanlış belirlemişsin." derim. | Open Subtitles | لأنّكَ تضاجع أخته، فسأقول إنّ أولويّاتكَ كشرطيّ خاطئة |
Onunla çıkıyorum, ona aşık oluyorum, ve onu bir adamla sevişirken basıyorum. | Open Subtitles | انا سوف اخرج معها ، انا وقعت في حبها وذهبت اليها ووجدتها تضاجع شخص اخر |
Adamın ilk kız arkadaşı ya da ilk muamelesi gibidir. | Open Subtitles | إنها مثل أوّل حبيبة لك، أو أوّل مرّة تضاجع فيها |
- Armitage kız kardeşlerle mi yattın? | Open Subtitles | هل كنت تضاجع الاخوات ارميتاج؟ لست الأول |
Onu havaya uçurup, neredeyse öldürecek olan pislikle yatağa giriyorsun. | Open Subtitles | أنت تضاجع حقيراَ فجر سيارته وكاد يقتله |