Sana yardım etmek istedim, bu yüzden tek seferde onunla uğraşmak zorunda olmaz. | Open Subtitles | لقد أردت أن أساعدك حتى لا تضطرى لتتعاملى معه مرة واحدة |
Pizza getiririm yemek yapmak zorunda kalmazsın. | Open Subtitles | سأحضر بيتزا حتى لا تضطرى للطهى |
Liza, bir daha asla seni yaşamaya zorladığı yerde yaşamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليزا)، لن تضطرى للعيش بذاك المكان مجدداً) لقد جعلكِ تعيشين حياة ولكنه لن يفعل ذلك مجدداً |
Onu bir daha asla görmek zorunda kalmayacaksın. | Open Subtitles | لن تضطرى لرؤيته ابدا مجددا |