Mermi kovanlarının hepsi incelendi. O silahları asla bulamayacağız. Tam profesyonel işi, zamanını boşa harcıyorsun. | Open Subtitles | جعلنا قسم المقذافية يفحص كل الرصاصات لن نرى أبداً المسدسات,لقد كان محترفاً للغاية,أنت تضيع وقتك |
Eğer bebek hakkında konuşmak istiyorsan, vaktini boşa harcıyorsun çünkü bununla ilgili konuşmayacağım. | Open Subtitles | اذا اردت أن أتحدث عن الطفلة فأنت تضيع وقتك لأننى لن أتحدث عنها |
Ölüyor olabilir, hala konuşamıyor ve vaktinizi bununla mı harcıyorsunuz? | Open Subtitles | لا، ربما تحتضر لازالت لا تتحدث و تضيع وقتك بهذا |
Öğle yemeği siparişi için burada değilsen, Boşuna Zamanını harcama. | Open Subtitles | مالم تكن قد جئت لأخذ طلب غدائي، فلا تضيع وقتك |
Söylemiştim, konuşmaya çalışıp Boşuna vakit kaybediyorsun. | Open Subtitles | قلت لك إنك تضيع وقتك بالتحدث معها |
zamanını boşa harcıyorsun. Her hareket için karşılıklı eşit bir tepki kuvveti vardır. | Open Subtitles | إنك تضيع وقتك ، لكل فعل رد فعل مساو له فى المقدار و مضاد له فى الإتجاه |
Pekâlâ, sakin ol bırak işimi yapayım. zamanını boşa harcıyorsun... Adam zaten kaskatı. | Open Subtitles | حسنااهدأي ودعيني افعل ماافعله انت تضيع وقتك هذا الرجل ميت كالحجارة الباردة |
- Ayrıca zamanını boşa harcıyorsun. | Open Subtitles | بالاضافة, أنت تضيع وقتك, تلك الاشياء مزيفة |
Eğer Greenland hakkında konuşmaya geldiysen vaktini boşa harcıyorsun. | Open Subtitles | لو كنت تريد التحدث عن جرينلاند فانت تضيع وقتك |
Böyle boş şeylerle vaktini boşa harcıyorsun. | Open Subtitles | أنت تضيع وقتك دائماً على الأشياء بلا فائدة |
Eğer eski kocam hakkındaysa, Zamanınızı boşa harcıyorsunuz. | Open Subtitles | إذا كان هذا بخصوص زوجي السابق أنت تضيع وقتك |
Zamanını harcama adamım, dükkan kapandı. | Open Subtitles | يا أنت، لا تضيع وقتك يا رجل، المخزن مغلق. |
Olası sorunları düşünüp Boşuna endişelenme. | Open Subtitles | ولا تضيع وقتك في التفكير بأن كل شيء سيتدمر |
Benimle vakit kaybediyorsun. | Open Subtitles | فأنت تضيع وقتك معي |
Hayır, şapkalı kızlarla vaktini harcama, genellikle düzgün olurlar. | Open Subtitles | لا تضيع وقتك على الفتيات ذوات القبعات إنهن كثيرات جداً |
Neden konuşmakla vakit kaybedelim ki? | Open Subtitles | لماذا تضيع وقتك بالحديث ؟ |
Öyleyse neden burada zaman harcıyorsun? | Open Subtitles | ـ أنا أستطيع لماذا اذا تضيع وقتك في بلدة صغيرة؟ |
Vaktini harcıyorsun Urich. Görülecek bir şey yok. | Open Subtitles | أنت تضيع وقتك يا اريش لا يوجد شيئا تراه هنا |
Beni kederlendirmek için Vaktini boşa harcama. Bitmişse bitmiştir. | Open Subtitles | لا تضيع وقتك بالحزن عليّ، فلا فائدة من البكاء على اللبن المسكوب |
Öcü arayarak vakit kaybetmiyorsun. | Open Subtitles | ولا تضيع وقتك بالبحث عن حيوان تشوباكابرا |
Zamanını boşa harcamak istiyorsan, sen bilirsin. | Open Subtitles | إن أردت أن تضيع وقتك تفضل |