Milli Teşkilat'ta iken öğrendiğim bir şey varsa, o da nasıl yemek yapılacağıdır. | Open Subtitles | إن كان هناك شيء واحد تتعلمه في الحرس الجمهوري ، فهو كيف تطبخ |
"Spencer Ricks diyor ki, 'yemek ve temizlik yaptığı sürece sorun yok."' | Open Subtitles | سبينسر ريكس يقول : لا بأس بهذا طالما أنها تطبخ و تنظّف |
yemek salonu 24 saat açık artı Marie'de deli gibi yemek yapıyor. | Open Subtitles | قاعة الطعام تفتح 24 ساعة بالاضافة الى ان ماري تطبخ بشكل مذهل |
Orada taş gibi tik tik pişiriyorsun dostum. | Open Subtitles | تلك الصخور تبدو جميلة وبينما انت تطبخ هنا، ياصاحبي. |
Evet ben de açım. Fakat annem burada yemek pişiriyor. | Open Subtitles | بلى أنا جائع و لكن أمي إنها تطبخ العشاء هنا |
Bir odası ve sadece iki masası vardır ve yerde yemek pişirir. | Open Subtitles | إنها غرفة واحدة فقط ولديها طاولتين وهي تطبخ على الأرضية |
Bu yeni bir şey; daha önce hiç yemek yapmadın. | Open Subtitles | حسناً, سوف تكون تلك سابقة لانك لم تطبخ من قبل |
yemek yapıyor ve yumurtası bitmiş yardımcı olabilir misiniz diye soruyor. | Open Subtitles | إنها تطبخ ولا تملك بيضاً وكانت تسأل إذا كنت تستطيعين مساعدتها |
Bu yüzden, evine yakın bir yerde oturan metresiyle yemek yedi. | Open Subtitles | وبدلاً من ذلك هي تطبخ و كنوع من الراحة تعيش بالجوار |
Eğer sen yemek yaparken mutfakta oturursam,sanırım bayağı bir ter atabilirim. | Open Subtitles | لو قمت بالجلوس في المطبخ ،بينما أنت تطبخ .فسأستطيع أن أنحف |
Eve gece geldiğinde senin için yemek yapışını sabahları sana çiçekler verişini görebiliyorum. | Open Subtitles | أستطيع رؤيتها وهي تطبخ لكِ عندما تعودين متأخرةً ليلاً تعطيكِ زهوراً في المساء |
Bana işimi mi anlatıyorsun yoksa yemeğimi mi pişiriyorsun? | Open Subtitles | هل تُخبرني كيف أدير عملي أو تطبخ لي طعامي؟ |
Ve sen daha iyi bir adam olmaya çalışmakla o kadar meşgulsün ki bir takipçi sapığa yemek pişiriyorsun. | Open Subtitles | و أنتَ مشغولٌ جداً تحاول أن تكون الأفضل لدرجة أنكَ تطبخ العشاء لمطاردتك |
Çünkü karım evde biftek pişiriyor ve ben vardığımda çoktan kurumuş olacak. | Open Subtitles | لأن زوجتي تطبخ شريحة لحم بالمنزل والتي سوف تبرد عندما اصل الى هناك |
Başkaları için her zaman yemek pişirir misin? | Open Subtitles | هل تطبخ المعكرونة في أغلب الأحيان للآخرين؟ |
Ciğerlerinin durumu daha iyi ve zamanla daha da iyi olacak, çünkü aynı dumanda yemek pişirmiyor. | TED | مع الوقت لأنها لا تطبخ في نفس الدخان سرري يخرج المخلفات من غرفة الغاز العضوي |
Ama eğer buraya geri geldiğimde sizi hâlâ o zehri pişirirken bulursam-- | Open Subtitles | لكنني لو عدت هنا ثانيةَ وما تزال تطبخ تلك السموم |
Yani tavukları pişirmeden önce terbiye etmenin en iyi yolu onları ne az pişirmek, ne de çok pişirip karbonlaşmasına sebebiyet vermek ve tavukları pişirmeden önce limon suyu, esmer şeker ya da tuzlu suda terbiye etmekten geçiyor. | TED | ,لذا , الطريقة المثلى لإعداد الدجاج المتبل تعتمد على هذا أن لا تطبخ الدجاج بشكل غير كافي و بالتأكيد أن لا تحرق أو تطيل طبخ الدجاج .و أن تنقعه إما بعصير الليمون أو السكر البني أو الماء المالح |
Nostaljik olduğunda tuzlu yemekler pişirirdi. | Open Subtitles | عندما تشعر بالحنين فانها تطبخ طعاما مالحا أما عندما تشعر بالاكتئاب |
Kendine yemek pişirecek, odununu kesecek başka kızlar bulabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أيجاد فتاة أخرى تطبخ لك وتساعدك في تقطيع الخشب |
Ben masayı hazırlarım, sen pişirirsin, o da bulaşıkları yıkar. | Open Subtitles | انا اجهز الطاوله وانت تطبخ وهي تغسل |
Hey, ben pilav yiyeceğim. Pilav da pişiriyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | سآكل الأرز ، تطبخ أرز، صحيح؟ |
Kendi kendine pişen sosisli için harika bir fikrim var. | Open Subtitles | لديّ فكرة جهنمية عن المقانق المقلية تطبخ من تلقاء نفسها. |
Bana karşı kullanıyor işini, yemeği, parayı, temizliği, elbiseleri hepsini o yapardı.Yani anlaması gereken beni biraraya getiren şey oydu . | Open Subtitles | اانا اعنى هى تتمسك بحقيقة انها تعمل انها من تكسب المال وانها من تطبخ انها من تكسب المال وانها من تطبخ |
Sadece biraz daha fazla pişirmen lazım. | Open Subtitles | ليس مطلوباً منك إلا أن تطبخ بكمية أكبر |