Teknisyen, bir telefon uygulaması yapar ve uygulamayı hızlıca ve pahalıya satar. | TED | كشخص مهتم بالتقنية صمم تطبيقاً للمحمول وباعه بسرعة مقابل الكثير من المال. |
Ama kitabımda onun teorilerinin belirtdikleri şekilde uygulaması yok. | Open Subtitles | لكن نظرياته لم تجد تطبيقاً كما حدث في كتابي |
Çünkü Leo Szilard çok korktuğu Nazi projesinin Einstein'ın kendisinin keşfettiği bir şeyin bir uygulaması olduğunu açıklamak için gelmişti. | Open Subtitles | لأنّ "ليو زيلارد" أوضح أن المشروع النازي الذي خاف منه للغاية كان تطبيقاً لشيء اكتشفه "آينشتاين" بنفسه. |
Heisenberg'ün belirsizlik prensibinden daha basit bir uygulama ister misin? | Open Subtitles | أتفضل تطبيقاً أكثر بساطة " كمبدأ الشك لـ " هايزينبيرغ |
Uçuşan materyalleri takip edecek bir uygulama kullanmıyorsan telefonu bir kenara koymalısın. | Open Subtitles | إلا إنت كنت تستخدم تطبيقاً لتعقب الفيروسات المحمولة جواً، وإلا فعليك إبعاد الهاتف |
Kendi mandıra çiftliğini işletiyor ve bir uygulama geliştiriyor. | Open Subtitles | فهى تُديرُ مزرعتها الخاصة وتُطوِّرُ تطبيقاً |
Bir zamanda yolculuk uygulaması yazmış oldun. | Open Subtitles | أنت أنشأت تطبيقاً لرصد السفر عبر الزمن. |
Banner'ın çalışmaları henüz başlangıç aşamasındaydı. Silah uygulaması bile değildi. | Open Subtitles | عمل (بانر) كان مرحلة مبكرة جداً لم يكن حتى تطبيقاً لسلاح |
(Gülüşmeler) (Alkışlar) Eğer monospinner bir sadelik uygulaması ise buradaki makine, omnicopter, sekiz pervanesiyle, aşırı bir uygulamadır. | TED | (ضحك) (تصفيق) وإذا كان الدوار المنفرد تطبيقاً اقتصادياً فإن هذه الآلة هنا، متعددة الدوارات، بمحركاتها الثمانية ، هي تطبيق مغالى فيه. |
İnsanları, sosyal medyada hayatlarının mahvolmasından koruyacak bir uygulama yazıyoruz. | Open Subtitles | نحن نصنع تطبيقاً لإبعاد الناس عن تخريب حياتهم على وسائل التواصل الإجتماعي |
Telefonuna bakarsak dünyanın her yerinde bunu aktif edebilecek bir uygulama buluruz, değil mi? | Open Subtitles | إذا نظرنا في هاتفك المحمول فسنجد تطبيقاً يمكنه أن يفعّل هذا المنفذ من أي مكان في العالم ، هل أنا محقة ؟ |
Bak, bu çok zor bir iş olabilir, ama şimdi telefonunuza yeni programladığım bir uygulama gönderiyorum. | Open Subtitles | انظر ، رُبما قد تكون قصة طويلة ، لكني أرسل لك تطبيقاً إلى هاتفك الآن ، قُمت ببرمجته للتو |
Böylece 2017'de bir uygulama oluşturdum. uygulama, işletmenin sattığı her şeyin envanterini tutuyor ve günün sonunda çöpe gidecek yiyeceği bağışlamayı çok kolaylaştırıyor. | TED | لذا في عام 2017، أطلقت تطبيقاً يمكنه أن يخزن كل شيء تبيعه المؤسسة وتجعل الأمر بسيطاً للغاية لهم حتى يتبرعوا بالطعام الفائض الذي قد يذهب عادةً للنفايات في آخر الليل. |
Artık her şey için bir uygulama yapıyorlar. | Open Subtitles | كما تعلم، لديهم بالفعل تطبيقاً لكل شيء |
Yarı sentetik hücrelerimizi küçük fabrikalar gibi çalıştırarak daha iyi protein ilaçları ürettirmek tek ilginç potansiyel uygulama yöntemi değil. Çünkü unutmayın, hücrelerin işini yapmasına izin veren şey proteinler. | TED | لذا فإن استخدام هذه العضيات شبه الاصطناعيّة لكي تعمل كمصانع صغيرة لتنتج أدوية بروتينيّة أفضل لا يعتبر فحسب تطبيقاً مشوّقاً ومحتملاً، لأنّه وكما تتذكرون فإن البروتينات هي ما يسمح للخلايا بأن تنجز وظيفتها. |