Bunu tanışma ve kaynaşma seansımız kabul et, tamam mı? | Open Subtitles | اعتبر جلستنا الأولى هذه جلسة تعارف وتحية، اتفقنا؟ |
tanışma yemeğinde değiliz. Seni eğitmek için buradayım. | Open Subtitles | ليست هذه مجرد تعارف من أجل الغداء، أنا هنا كي أدربك |
Bir tür "tanışma" hediyesi. | Open Subtitles | أعتقد تستطيعون تسميتها هدية تعارف بيننا |
Bir çöpçatanlık hizmeti. | Open Subtitles | إنّه برنامج تعارف. |
Bunu bir çöpçatanlık partisi olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | ولم أكن أعرف أنها حفلة تعارف |
Ama Lamar'ı sen bana getireceksin. Tanıştırmaktan da fazlasını yapacaksın. | Open Subtitles | ولكنك ستحضر (لامار) وسيكون اللقاء أكثر من مجرد تعارف |
Ufak ama hatırı sayılır bir tanışıklığımız var Bay Hassan ile. | Open Subtitles | لدي تعارف طفيف مع السيد حسن لكنه لا ينسى. |
Eminim ki bu bir tanışma. | Open Subtitles | انا اؤمن انه يدعي تعارف |
Eminim ki bu bir tanışma. | Open Subtitles | انا اؤمن انه يدعي تعارف |
tanışma klubü mü? | Open Subtitles | حفل تعارف للعزاب؟ |
Arkadaşlarımdan birinin ayarladığı bir tanışma. | Open Subtitles | إنّه تعارف دبّره صديق |
Çok hoş. tanışma faslı. Bak. | Open Subtitles | اوه ، رائع تعارف ، انظري |
"tanışma" partisi düzenliyoruz. | Open Subtitles | إنني أخطط إلى حفلة تعارف |
Nesli Tükenen Vahşi Yaşam Vakfı'ndan Vincent Van Der Merwe çita çöpçatanlık ajansı gibi çalışıyor. | Open Subtitles | يعمل (فينسينت فان دير ميرفه) في "منظمة الحياة البرية المهددة بالانقراض" و يدير ما قد يُوصف بوكالة تعارف الفهود |
Sadece çöpçatanlık merkezi değil, Rachel. | Open Subtitles | ليس مجرّد برنامج تعارف يا (ريتشيل). |
çöpçatanlık partisi mi? | Open Subtitles | حفل تعارف |
Ama Lamar'ı sen bana getireceksin. Tanıştırmaktan da fazlasını yapacaksın. | Open Subtitles | ولكنك ستحضر (لامار) وسيكون اللقاء أكثر من مجرد تعارف |
Ama Lamar'ı sen bana getireceksin. Tanıştırmaktan da fazlasını yapacaksın. | Open Subtitles | ولكنك ستحضر (لامار) وسيكون اللقاء أكثر من مجرد تعارف |
Biraz önemsiz ama Bay Hassan ile unutulmaz bir tanışıklığımız var. | Open Subtitles | لدي تعارف طفيف مع السيد حسن لكنه لا ينسى. |