Senin sempatini veya takdirini istemiyorum. | Open Subtitles | لست بحاجة إلى تعاطفك أو إعجابك |
Senin sempatini istemiyorum,Detektif. | Open Subtitles | لا أريد تعاطفك أيها المحقق |
Bana acımana gerek yok, Hank. Oldu mu? | Open Subtitles | لا أريد تعاطفك الأحمق اللعين حسناً ؟ |
Bak o genç kıza duyduğun sempatiyi anlayabiliyorum. | Open Subtitles | أنظري, إني أتفهم تعاطفك نحو هذه الفتاة |
- Üzgünüm, baba. - Anlayışın beni ağlatacak. | Open Subtitles | ـ انا اسف ـ ان تعاطفك يؤثر في |
Yani şefkat duygusunun bir kısmı insanları neyin yönlendirdiğini bilmektir. | TED | وان يحرك تعاطفك الناس من حولك لكي يعملوا معك |
Aslında sempati göstermen gereken biri karşısında zorbalık ediyorsun. | Open Subtitles | ما أريد إخبارك به هو أنّك تخيف شخصًا يستحق تعاطفك |
Görünüşe bakılırsa sempatini kazanmanı istemiş. | Open Subtitles | من الواضح أنه أراد كسب تعاطفك |
Bana acımana gerek yok. | Open Subtitles | أنا لا أريد تعاطفك |
acımana ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لا اريد تعاطفك |
Belediye Başkanı Verrano için duyulan sempatiyi sen devam ettireceksin. | Open Subtitles | (ستعبر عن تعاطفك للمحافظ (فيرانو |
- Anlayışın için sağol. | Open Subtitles | شكراً على تعاطفك معي |
Anlayışın bi faydası yok ama! | Open Subtitles | لا فائدة من تعاطفك! |
Senden her açıdan kötü durumda olduğundan ona şefkat göstermelisin. | Open Subtitles | كونها أدنى منك في كل شأن من شأنه أن يثير تعاطفك! |
Bunu bana tıpkı senin mütemadiyen yaptığın gibi sempati duymam için mi anlatıyorsun? | Open Subtitles | أتقصّ عليّ ذلك عسا أن أتعاطف معه، مثل تعاطفك المستمرّ معه؟ |